Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temmuz, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Felaket zamanlarında daha çok sanat, daha fazla edebiyat

Titanik Filmi'ni izleyenler hatırlayacaktır; Batmaz denilen devasa gemi bir aysberge çarpınca hızla batmaya başlarken, insanlar canlarını kurtarmak için filikalara koşarlar. Oysa yeterince filika yoktur. O yüzden filikalara binme önceliği çocuklar ve kadınlarındır. Geminin Kemancısı canını kurtarmak için filikaya doğru hamle yaparken, son anda cayar ve kemanını çıkarıp, çalmaya başlar. Onun bu hareketiyle, gitmeye kalkan orkestra arkadaşları da geri dönerler ve telaş içinde canını kurtarmak için koşuşan kalabalığın ortasında çalmaya başlarlar.  Bizim kültürümüze tam da ters bir durum; Gemi batıyor, onlar çalıyor... Ayıp yahu... Olur mu?  Oysa hayata veda etmeden önce; sırtımızda hesap vermekten korktuğumuz kul hakkımız yoksa ve hayat bir şekilde devam ediyorsa, insanın arkasında bırakmak isteyeceği tek şey; iyi hatırlanmanın yanı sıra, kendisini tanıyanlar da hayata veda ettikten sonra bu dünyada yaşadığına dair bir anı, bir hatırlanma dileğidir.  Felaket karşısında tüm canlıl

SUSUZLUKTAN ALDIĞIM DERSLER

18 TEMMUZ 2019 AKÇAKOCA SEL FELAKETİ Küresel İklim Değişikliğinin gelecekle ilgili olarak öngördüğü en kötü senaryolardan biri olan SUSUZLUK tehlikesini ciddiye aldığım günden beri; suyu boşa akıtmayan, hatta evde kimse yoksa tuvalet sifonunu birkaç kullanımdan sonra çeken ( ki sifonu çekmeden tuvaletten çıkan birine çok sinirlenirdim) balkonu atık sularla yıkayan biri olarak kendimle gurur duyardım. Fakat Akçakoca’da yaşanan sel felaketinden sonra, musluktan akan çamurlu sular, içme suyu olarak satın aldığım suları daha dikkatli kullanmaya mecbur edince; aslında kendimle övündüğüm kadar duyarlı davranmadığımı fark ettim. Özellikle mutfakta sebze ve meyveleri yıkarken çok su harcıyormuşum. Oysa bu sabah 2 domates, biber ve patatesi bir sürahi suyla yıkadım ve temizliği de içime sindi. Akan musluğun altında saatlerce tabak, çanak yıkamakta öyle. Eskiden evlerde su kovaları ve hamam tasları vardı ve bir kova su ile büyük bir insan çok rahat yıkanabilirdi. Üstelik sabunlanırken

“Öldüren Cazibe”

Öldüren Cazibe deyince; güzel ama tehlikeli bir kadını anlatan film gelir akıllara. İnsansoyunu heyecanlandıran, aderanalin seviyesini yükselten bir çok eylem, içinde tehlikeleri barındırmasına rağmen adrenalin tutkunları için vazgeçilmezdirler.Yamaç Paraşütü, dağın zirvesine tırmanma, derin sulara dalmak gibi aktivitilere tutkun olan hiçkimse intihar etmek için bu etkinliklere katılmaz, aksine güvenlik eğitimlerini tamamlayarak, gerekli önlemleri alarak   bu spor dallarını sürdürürler. Oysa “ öldüren cazibe” sinsidir, tüm ağlarını örer ve sizi hazırlıksız olduğunuz en savunmasız anınızda yakalar ve hayatınızı bitirir. Keyifle izlediğiniz HAVAİ FİŞEKLER gibidir; Makyajı, görsel şovu arttıkça sizi büyüler ve siz ağzı açık hayranlıkla o şovu izlerken, fare zehirinde bulunan BARYUM, KURŞUN, RUBİDYUM, STRONYUM gibi bir sürü kimyasalları solumuş olursunuz. Bu konuyu araştıran Prof. Nurettin Demir “Havai fişek türlerinin yapımında fare zehrinde bulunan baryumun kullanılmakta, nitrat v