Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

YILIN EN UZUN GECESİNDE, AKÇAKOCA'DA SANAT VARDI...

Soğuk ve ıslak bir Aralık günü...Sky Tower Otel'de resim sergisi açılışı var. Yaşar Çallı ve Çiğdem Çallı yılın en uzun gecesine girerken Akçakoca'da olmayı tercih etmişler.   Sergide, kar ile yaşamayı öğrenmiş insanların, hayvanların resimlerine ağırlık verilmiş... Manzara değil gördüğüm; yaşam tüm gizemiyle kar örtüsünün altına gizlenmiş, tuvallerden muzipçe gülümsüyor...  Çeşmenin başında su dolduran kadınlar, çeşmenin arkasında köpekler ve ötede bir karga... Bekliyorlar, ve onların toprağı örten karın üstündeki bekleyişleri, doğanın sonsuz devinimini hatırlatıyor.  Ve doğanın ortasında ağaca bağlı olarak terk edilmiş eşek,  avaz avaz anırmak istediğim anlara götürdü beni. Süprizlerle dolu 21 Aralık'da Akçakoca... Piri Reis Cafe'de "En uzun gecede şiir dinletisi" var. Onca yolculuktan sonra, yaşlanmayı beklemeden kasabasına dönmeyi göze almış kasabamızın romantik çocuğu Sıtkı Şengün, piyano ve violensel eşliğinde şiirlerini paylaşıyor bizimle

İZGÖREN AKADEMİSİ AKÇAKOCA'DAYDI...

17. BİLFEST KAPSAMINDA, AKÇAKOCA OTEL'İNDE İZLEYİCİLERİYLE BULUŞAN İZGÖREN AKADEMİSİ ÜYELERİ, DENEYİMLERİNİ PAYLAŞTILAR .  "HAYALLERİNİZİN PEŞİNDEN GİDİN..." "KEYİF ALACAĞINIZ ŞEYLERİ ÇEŞİTLENDİRİN" Keyif alacağınız şeylerin çoğu bedavadır. CEM KARACA SERİSİNDEN GÜZEL BİR DİNLETİ OLDU. Güzel bir öğle sonrasından aklımda kalan; hayallerinin peşinden gittiğinde ve sevdiğin işi yaptığında kazanmanın da peşinden geldiği oldu. Kazanmaktan ve Para'dan çok insana, insanın gelişimine ve mutluluğuna vurgu yapan konuşmacılar, takım ruhunun da önemli olduğunun altını çizdiler. Bir işe başlarken ve bir işi sonlandırma kararı verirken zamanlamanın da önemli olduğunu belirten Şerif İzgören, çok bilinen film markaları fuji ve agfa şirketlerini olumlu ve olumsuz örnek olarak gösterdi. Konuşulmayan tek şey; Hayallerinizi gerçekleştirmek için uygun zamanı beklerken, günlük yaşamınızı sürdürebilmek için göze aldığınız başarısızlık algısıyla nasıl başa çıkılabi

ELEKTRİK TRAFOLARI'NDAN EVLER

KUYUMCU İZZETTİN BEYİN MARİFETLİ KIZLARI TATİL İÇİN GELDİKLERİ AKÇAKOCA'DA MERKEZ CAMİİ'NİN KARŞISINDAKİ TRAFOLARI BOYAYARAK BU HALE GETİRDİLER.

MAHALLE DEDİĞİN BÖYLE OLMALI...

Akçakoca'nın en eski yerleşim yeri olan Yukarı Mahallenin çalışkan muhtarı Mustafa Yetmişbir'in, kaybolmak üzere olan gelenekleri ve bir arada olma kültürünü canlandırmak amacıyla ortak bir iftar yemeği düzenleme talebine mahallleli canı gönülden destek verdi.    Başörtülü, başörtüsüz kadınların yer aldığı, farklı görüşlere sahip insanların barış içinde bir arada olduğu ve en önemlisi "mahalle baskısı" yerine hoşgörü ve güvenin hakim olduğu bir mahalle var; HEM DE AKÇAKOCA'DA...  Mahalleli kadınların özenle hazırlamış olduğu yemekler, tatlılar, börekler iştahla yendikten sonra, Mahalle meydanında Hayvanseverlerin hazırladığı slaytlar izlendi. Mahalle halkı, sokak hayvanları ile ilgili olarak bilgilendirildi ve birlikte halaylar çekildi.

ÖZKÖK KÜLTÜREVİ'NDE CEMAL GÜNEY'İN SULU BOYA RESİM SERGİSİ

 9 TEMMUZ- 15 TEMMUZ

ÖZKÖK KÜLTÜR EVİ İÇİN ÖNERİLER

not: resim facebooktan "dikkat sanat var" dan alınmştır. AKÇAKOCA BELEDİYESİ KÜLTÜR MÜDÜRLÜĞÜ'NE DUYURULUR. Geçen yıl Kent Konseyine verildiği halde, ne müzik çalışmaları ne de gençlerin kitap okumaları için kullandırılmayan Kültür evi Kent konseyinin işletmeciliğinden alınarak Belediyenin bünyesinde açılan Kültür Müdürlüğü'ne devredildi.  Kültür Müdürlüğü muhtemelen festival hazırlıklarıyla çok meşgul olduklarından, Kültür evi için hala bir çalışma yaptıklarını göremedik. Ama bizim yine de önerilerimiz var; 1- Önce kültür evinin dış mekan görüntüsü için bahçe işlerinden destek alıp, çiçeklerle donatınız. 2- Özkök ailesi, yaşadıkları evlerini Kültür amaçlı kullanılmak şartıyla belediyeye hibe etmiştir. O nedenle arzularına saygı göstererek "KÜLTÜR EVİ" logosunu daha estetik ve görünür kılınız. 3- Kültür Evi'nde resim sergileri zaten açılıyor ama bir an önce raylı sistem kurunuz. 4- Belediye oda orkestrası için kolları sıvayın. Ve bu çalışmal

YEŞİL AKÇAKOCA'DA AĞAÇLAR BİRER BİRER YOK OLURKEN NEREDESİNİZ?

Belediye binası yapılırken başlamış kıyım, eski hastanenin bahçesindeki çamlar bir gecede biçilmiş. O zamanlar CHP'liler çok karşı çıkmış ağaç kesimine, ama engelleyememişler. Sonra CHP'li belediye başkanları olmuş. O da Müteahhit olarak betondan bir sahil projesi yapmaya karar vermiş. Önce apar topar Çuhallı'daki 3 yaşlı Çınarı biçivermiş. Bu sefer CHP'liler dışında( gerçi haklarını yemeyelim, bir-kaç kişi parti disiplinine uymayıp karşı çıkmış) kalanlar eylem yapmış. Başkan eylem yapanlara çook kızmış. Bu eylemin AKP'liler tarafından düzenlendiğini iddia etmiş. Oysa partiler gelir, gider. Kalıcı olan, olması gereken kentin ruhudur, Akçakoca'dır.Tam o günlerde Kent Konseyi'nin çabalarıyla Akçakoca'da yerel bir şenlik yapılacakmış. Bütçeleri falan yokmuş ama özgün bir projeleri varmış. Akçakoca'nın köyleriyle birlikte, tümüyle yerel özellikleri sergileyen, tanıtan bir festival olacakmış bu.Dışarıdan getirdiği şarkıcılara milyarlar ödeyen Başkan o ş

ÖĞRETMENLER VE VELİLERİN ORTAK SERGİSİNDEN SEÇMELER

RÜYALARDAN TUVALE ...

Atatürk İlkokulunda rehber öğretmenlik yapan Alaattin Bey, bir gece düşünde kendini evliya ile birlikte bir ağacın altından uzaklardaki şehre bakarken görür.   Aynı okulda resim öğretmeni olan Recep Ali Bey'e düşünü anlatır ve düşünde gördüğü yerin resmini yapmasını ister. Recep Ali Bey; Alaattin Bey'e " düşünde gördüklerinin resmini en iyi sen yapabilirsin" der. Alaattin Bey, " o güne kadar resimle hiç alakası olmadığını, bunu nasıl gerçekleştirebileceğini" sorar. Ve Recep Ali Bey, okulunda bir resim kursu açmaya karar verir. Sonunda Alaattin Bey, düşündeki görüntüyü tuvale geçirirken, düşün ilham verdiği kurstan 24 amatör insanın tablolarından oluşan bir sergi açılır.

RESİM ÖĞRETMENİ RECEP ALİ TANIŞ AKÇAKOCA'DA FARK YARATTI

Resim öğretmeni Recep Ali Tanış iki yıl önce Akçakoca'da Atatürk İlköğretim okuluna resim öğretmeni olarak tayin oldu. Sadece öğrencilere ders vermekle yetinmeyerek, bir yıl sonra okulda öğrenci velilerine ve öğretmenlere resim dersi vermeye başladı.  Kurslara katılan 24 kursiyer, yaklaşık 6 ay ve bir yıl arasında almış oldukları eğitimin sonunda, başarılı çalışmalarını Bekir-Nimet Özkök Kültürevinde sergilediler. Atatürk İlköğretim İlkokulu müzik öğretmeni Serkan Apak'ın Cello dinletisi eşliğinde açılan  sergi, izleyicilerin beğenisini kazandı. Kursa başlayana kadar resimle alakası olmayan kursiyerlerin gizli kalmış yeteneklerini ortaya çıkaran ve ilçemize zenginlik katan Recep Ali Tanış'a çok teşekkür ediyoruz.  

ALTUNÇAY'DAN ÇIKTIK YOLA ÇAYAĞZI'NDA VERDİK MOLA...

LOKOMOTİF VE RAYLAR

VAN GOGH SERGİSİNDEN Bir anda lokomotif hareket etmeye başlıyor. Bütün salonu boydan boya dolaşıyor, salonun ortasından geçiyor... Arkasından tren raylarını görüyorsunuz. Vincent'in tuvale geçirdiği dünyası canlı, kanlı karşınızda duruyor... Bir an hareket eden resimler değilmiş gibi, kendinizi trenin içinde sanıyorsunuz...

VİNCENT'İN DÜNYASI TEKNOLOJİYLE BULUŞUNCA ORTAYA MUHTEŞEM BİR GÖSTERİ ÇIKIYOR.

Taşrada yaşamaya karar verdiğinizde, dünyayı taşradan ibaret sanmamak ve ruhunuzun yavaş yavaş ölmemesi için arada bir taşradan çıkmak gerekir. Uzun bir aradan sonra gittiğim İstanbul'a, kalabalığına, iğrenç trafiğine ve koşuşturmasına rağmen, bana Vincent'i sunduğu için minnet duyuyor ve bu deneyimi yaşamama sebep olan Avukat dostum Tülay' Ateş'e teşekkür ediyorum. Ve yaşadığım inanılmaz deneyimi bloğumda paylaşmak istiyorum. Vincent Vangogh'un resimleri İstanbul'da teknolojiyle buluşunca, ortaya inanılmaz bir şölen çıkmış... Vincent'in derin acılar içinde tuvale taşımaya çalıştığı iç dünyası Teo'ya yazdığı mektuplardan yapılan alıntılarla digital resimlerin arasından seyirciye yansıtılmaya çalışılmış. Video kayıtlarım uzun olduğu için maalesef bloğa yerleştiremedim. Ama Vangogh'un sözlerini sizlerle paylaşabilirim: "SANAT SÜREKLİ GÖZLEM GEREKTİRİR." " AY ÇİÇEĞİ BİR ANLAMDA BENİM SAYILIR" "30 YILDIR BU DÜNYANIN ÜSTÜNDE DURUY

TAŞRA ÇAĞRIŞIMLARI

TAŞRA ÇAĞRIŞIMLARI... GÜNEŞ'E Yazın kavurdun, kışın yok oldun baharda bile nazlandın Saklanma artık, benim için değilse bile kedimin hatırı için gel :)) **** ÖZLEM Bu sabah gözlerimi aydınlağa açmadan sordum kendime, nedir görmek istediğin ilk önce? "Sevinç" diye fısıldadı içimdeki çocuk. yaşlanmış kimliğim ise, duymak istedi tüm benliğiyle dünyayı sarmış barışın sesini... **** BİLMECE Ben sana n'aptım şimdi der gibi bakan çocuğun gözlerinde, yediği tekmeyle canı yanan köpeğin haykırışında, büyük felakete uğradığında "ben bunu hak edecek ne yaptım Tanrım?" diyen ... inançlı adamın sorgusunda, ihanete uğramış ama kendi hiç ihanet etmemiş bir insanının derin hüznünde saklı olan ama en kolay görünebilen şey nedir O? en sık rastladığımız başımıza gelene kadar anlayamadığımız o şey nedir? ( HAYALKIRIKLIĞI) **** DUYMAK İnsana çok uzak gelen bir mekandan seslendi bal arısı kolonisine onlar birlikte uçarken kırlara doğru bir insan diğerine değmeden geçti güçlü olan

TAŞRA'DA AYKIRI İNSAN OLMAK...

TAŞRA'DA TÜKENİŞ'E DİRENEN DOĞAÇLAMA SÖZCÜKLER ******* Yüreğim sıkışıyor taşranın gurbetinde ne susabiliyorum haksızlıklara, ne kaçabiliyorum pragmatizmin kölelerinden. Burada toptan değil ama, küçültülerek heba ediliyor ilkeler. Taşradan başlıyorlar döşemeye, başımıza geçecek cellatların yollarını... ***** "Kar geliyor" diye uyardı meteoroloji "Havalar soğuyacak" Ne kar, ne de soğuk korkutuyor beni insanların gözlerindeki buzlanmayı gördüğüm günden beri... ***** "Kibir en büyük günahtır" diye üflemişlerdi kulağına, ama yüreğine ulaşmadı. laz komşusunun şivesiyle dalga geçti, kürt bakkalına uğramadı, kapıda bir lokma ekmek için bekleyen köpeğe HOŞTTT çekip, her cuma camiye gitti, Allahın cennetinden yer satın almaya. **** Göçerken yolu bahçeme düşen uzun kuyruklu kara kuş, saklan, acımasız avcıların gözlerinden. **** Umut, kar altında beklerken güneşin çıkmasını, donmak üzereyim karanlığımda. **** Sevinç, nerede kaldın? gözlerim camda bekledim bir

YALNIZ KUĞUNUN SESSİZ DANSI.

Akçakoca'mıza Balina Aydın'dan sonra gelen en güzel şey... Limanda nazlı nazlı süzülürken seyrine doyamıyor insan. Eşini, insanların attıkları kocaman ekmek lokmasını yutarken kaybetmiş, dediklerine göre. Böylesine güzel bir yaratığı daha önce görmedik ki biz, iyilik yapalım, karnını doyuralım derken öldürdük.:(( Lütfen, beslerken, yanına yaklaşırken daha dikkatli olsak... Şehrimize kışın bu sıkıcı zamanında renk katan, gözlerimizi okşayan tek kuğumuza daha iyi baksak... korusak...

BU İKİ GÜZEL MİSAFİRDEN BİRİ ARTIK YOK:((

İki kuğu, kar ve fırtınadan etkilenerek ayrıldılar sürülerinden... Kimbilir belki biri yorulunca, eşi onu yalnız bırakmak istemeyip, ayrıldı sürüden sevgilisi uğruna... Kuğular, yalnız gezmezler çünkü. Ve bağlıdırlar eşlerine, insanlardan daha çok. Akçakoca'da limanda yer buldular kendilerine... Ama.... bir gün sonra uğruna göç yolundan ayrıldığı sevgili eşi kayboldu ortadan. Eşinin başına gelenlere tanık olan kuğu, dört dönüyor limanda... Yolunu şaşırıp gelen kuğuyu misafir etmek için can atan Akçakocalılar ise üzgün. Ve "acaba içimizden biri, insan kılığında bir canavar mı kıydı, bu güzel kuğunun eşine?" sorusuyla da utanç ve öfke içinde.

VIVALDI EŞLİĞİNDE KAR KEYFİ...

Kar rüzgarda savrularak yere düşerken, Vivaldi'nin The Four Seasons ( Dört Mevsim) cd.sini cd çalara yerleştirdim veeeee Winter (Kış) bölümü gelince yaptığım bu kaydı herkesle paylaşmak istedim. Kar'ı özlediğinizde izlemeniz için. Ama şimdi pencereden dışarı bakın ya da üşenmeyip, kendinizi sokağa atın.

BEYAZ GECE, KAR VE IŞIK...

GECELERİN ZİFİRİ KARANLIĞI YOK BU GECE... KAR TANELERİ SALINA SALINA AĞAÇLARA, DAMLARA, YOLLARA DÜŞERKEN GECEYİ DE AYDINLATIYOR. AKÇAKOCA'DA NADİR GÖRÜNEN BİR TABLO BU...

KAR İLE DANS

Kar Akçakoca'ya pek uğramaz, uğrasa da pek kalmaz. Bu yıl, bir gecede her taraf beyaz örtüyle kaplanınca cümbür cemaat yollara döküldük :)) Gördüğümüz güzellikleri herkesle paylaşıyoruz. Beyaz örtünün üzerinde siyah bir köpek ve bir adam kar ile dans ediyorlar. Pamuk, ilk kez gördüğü kar ile oyun oynuyor.

TAŞA HAYAT VERENLERİN SERGİSİ

RIDVAN ÖRS EROL BADANOZ www.duzceyerelhaber.com - Tuncay Top haberi 1958 yılından beri deniz kıyısından topladığı midye kabuklarından sanat eserleri üreten Rıdvan Örs, yıllar önce tesadüfen gördüğü taştan yapılmış bir resim çerçevesinden etkilenerek başladığı taş mozaik obje yapımına hiç ara vermeden devam etmiş. Son sergisini Akçakoca Özkök kültür merkezinde taş ve ağaç eser ustası üç sanatçı arkadaşıyla birlikte açan Örs, bu çalışmaların kendisinden sonra da devam etmesinden başka bir beklentisinin olmadığının da altını çiziyor. Ağaç ve taş objeler sergisini Erol Badanoz, Salih Demirci ve Ercan Yıldız gibi taş ve ağaş işleme sanatçılarıyla birlikte açan Rıdvan Örs, sergide yer alan 147 eserin her birinin sevgi ile yoğrulduğunu ve manevi değerlerinin oldukça yüksek olduğunu ifade etti. Evli ve üç çocuk babası olan ve Akçakoca belediyesinde meclis üyeliği görevini de yürüten Rıdvan Örs sergi ile ilgili olarak gazetemize şu açıklamayı yaptı : ‘’50’li yıllardan beri midye kabukların