Titanik Filmi'ni izleyenler hatırlayacaktır; Batmaz denilen devasa gemi bir aysberge çarpınca hızla batmaya başlarken, insanlar canlarını kurtarmak için filikalara koşarlar. Oysa yeterince filika yoktur. O yüzden filikalara binme önceliği çocuklar ve kadınlarındır. Geminin Kemancısı canını kurtarmak için filikaya doğru hamle yaparken, son anda cayar ve kemanını çıkarıp, çalmaya başlar. Onun bu hareketiyle, gitmeye kalkan orkestra arkadaşları da geri dönerler ve telaş içinde canını kurtarmak için koşuşan kalabalığın ortasında çalmaya başlarlar. Bizim kültürümüze tam da ters bir durum; Gemi batıyor, onlar çalıyor... Ayıp yahu... Olur mu? Oysa hayata veda etmeden önce; sırtımızda hesap vermekten korktuğumuz kul hakkımız yoksa ve hayat bir şekilde devam ediyorsa, insanın arkasında bırakmak isteyeceği tek şey; iyi hatırlanmanın yanı sıra, kendisini tanıyanlar da hayata veda ettikten sonra bu dünyada yaşadığına dair bir anı, bir hatırlanma dileğidir. Felaket karşısında ...
Akçakoca'nın doğası, tarihi, turizmi, kültürü, insanı, sosyal mekanları, ihtiyaçları, eksikleri, güzellikleri ve yok olan değerleri, korunması gereken doğası, florası, hayvanları....