Ana içeriğe atla

HOŞGELDİN ÇINAR, HOŞGELDİN…

HOŞGELDİN, Genç Çınar, hoş geldin… Bugün altı kardeşinle birlikte yaşama adım attığın Çuhalı Plajının üstünde, kötü, bedbaht bir insan eli ile yaralanmadan, beş asır, hatta çok daha fazla ömrün olsun… Sen doğmadan çok kısa zaman önce yüz yılını devirmiş atalarını bir bıçak darbesi ile devirenlerin sana hayat vermesi içimizi yeniden umutla doldurdu. Sen yaş alıp, güzelleştikçe, dallarında yuva yapan kuşların, gölgende dinlenen insanların olacak. Onlar ömrünü tamamlayıp, göçerken sen onların gölgesini, ruhunu gelecek nesillere taşıyacaksın. Şimdi senin yüzyılın başlıyor. Ve ben, insansoyunun bir danesi olarak; insansoyunun kötülüğünü, cahilliğini görmeyeceğin bir yaşam diliyorum sana. Genç yapraklarınla “Nasıl bir kötülük olabilir, insansoyunda?” diye kulaklarıma fısıldadığında, o soyun bir parçası olarak;İnsansoyunun iktidar, mal-mülk vb. değerler için birbirini nasıl boğazladığını, beton yaşam alanları için binlerce ağacı nasıl kestiğini,Allah’a inandığını söyledikten beş dakika sonra, inandıklarını söyledikleri tanırının yarattığı canlara nasıl eziyet etiğini,itiraf etmekten utanırım.
Ama; yine de, bulunduğun coğrafyada şanslı sayılırsın. Daha önceki adı Akçasar, Akçaşehir olan Akçakoca’da yaşam daha güzeldir. Havası temiz, suyu lezzetlidir. Nükleer ve termik santrallere çok şükür uzaktır. Gerçi Nükleer santraller kazaya uğradığında bu uzaklıkların pek de işe yaramadığını Çernobil faciasında gördük ama… burnumuzun dibinde olmamasına şükretmekteyiz. Sakin bir yerdir Akçakoca, yaşadıkça sen de bunu göreceksin sevgili çınar. Yalnız yaz aylarında misafirimiz bol olur. Kasabamıza misafirlerin gelmesinden güzel ne olabilir? Değil mi sevgili Çınar? Ama bu misafirlerin öyleleri var ki, senin şimdi seyrettiğin kumsalı çer-çöp içinde bırakıp, giderler. Ve kendi bıraktıkları pisliği görmeyip, bütün kış Akçakoca halkı ile dost olmayı başarmış köpeklerimizi şikayet edip, barınağa hapsettirirler. Dağdan gelip, bağdakini kovma misali…
Bu yüzden “yaz bitse de uygunsuz misafirler gitse” diye düşündüğümü itiraf etmeliyim, genç dostum… Haksızlık etmeyeyim; insansoyunun yaptığı en büyük yanlışlardan biridir; herkesi aynı çuvala koymak… Çünkü, aralarından vicdan sahibi insanlar da çıkar. Yaz aylarında hayvanlar susuz kalmasın diye su kapları bırakırlar ve diğer misafirlerin bıraktığı çöpleri toplarlar. Hatta öyle güzel çocuklar gelir ki buraya, Akçakoca’nın masum bakışlı sokak köpeklerini görme umuduyla dopdoludurlar. Onları sen de seveceksin… Ama en çok da burada yaşayanların hayatlarını biriktireceksin. Karadeniz’in suyuna banmış insanını ise zamanla tanıyıp, anlayacaksın. Hatta onları kendilerinden daha çok benimseyip, seveceksin. Arada yaptıkları huysuzluklara alışacaksın. Şikayet ettiğinde ise, dünyanın dört bir yanından haber getiren kuşları dinleyip, buradakilerin iyi olduğuna karar vereceksin. Çünkü biz Akçakoca’da tüm yıl yaşayanlar, doğal hayatla bütünleşmeyi, birlikte yaşamayı öğrendik. Aramızdan birkaç kötü insan da çıkıyor tabi… Eee onlardan her yerde var zaten. Yani Akçakoca’yı, bulunduğun Çuhalı plajını çok seveceksin sevgili Çınar, hoş geldin. Yaprakların yüzyıllarca doğayla barış içinde yaşanan toprakların üstüne düşsün. Bombaların, silahların sesini hiç duyma… Karadeniz türküler söylesin, yaz-kış dallarına…İki asır sonra bir kadın, sırtını sana yaslayıp, emzirsin bebeğini…

Not1: Kesilen üç yaşlı çınarın yeri çok farklıydı. O yüzden kesilmesinden derin üzüntü duymuştuk. Bu vesileyle, telafi yerine geçmese de diktiği genç çınar ağaçları için Akçakoca Belediyesine teşekkür ederim.
Not2: Bu yazının ardından bir çınar ağacının daha çam ağacı ile birlikte katledildiğini öğrendim. Başkan yardımcısını aradım, haberi yokmuş.
Emrinizde çalışan insanların ne işler yaptığını kontrol etmek benim görevim değil. Ciğerlerim yanıyor! Yazıklar olsun!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÇINAR CADDESİ'NİN YENİ MEKANI "FINDIK CAFE" ADI GİBİ SEVİMLİ VE ŞIK

Çınar Caddesi'nde yeni açılan "Fındık Cafe" şirin mi şirin görüntüsüyle, s evecen, g üler yüzlü g enç sahipleriyle insanı adeta içine çekiyor. Bizler dilsiz canlılara merhamet etmeyen, nobran işletme sahiplerinin işlettiği mekanlara gitmek zorunda kaldığımızda kendimizi diken üstünde oturmuş gibi hissediyoruz. Çünkü dilsiz bir canlıya merhameti olmayan insanın gözünde siz sadece para getiren bir müşterisiniz. Fındık Cafe gibi sevgi dolu mekanlar da ise sıcak, samimi ve de o insancıl ha va ile içti ğimiz çay ballı, kahve hatırlı oluyor. Pozitif duygularla dolu, huzur buluyoruz bu mek anlarda. Akçakoca'da fırtınadan birçok yerin dağıldığı gece Fındık Cafe kendisine sığınan bir cana kucak açtı. Sahipleri tarafından terk edilmiş veya ilgilenilmeyen köpek doğurmak üzereydi. Fındık Cafe sayesinde yavruları hayatta kaldı. Yüreği güzel işletme sahiplerinin elinden çay içmek kadar güzel birşey yok. Kahvaltı yapmak isterseniz, telefon ile rezervasyon yaptırab...

ÜMRAN ÇÖPLÜĞÜ'NÜN DOĞAL PARKA DÖNÜŞÜMÜ İÇİN PROJE ORTAKLARI ARIYORUZ!

BELEDİYE ÇÖPLÜK ALANINI BİZE VERSİN, ÜNİVERSİTE VE  DERNEKLERLE  ORTAK   PROJE YAPALIM...  (AŞAĞIDA HAZIRLADIĞIMIZ TASLAĞI PAYLAŞIYORUZ.  BU KONUDA DESTEK VERMEYE HAZIR KİŞİ VE  KURUMLARLA GÖRÜŞMEYE VE İŞBİRLİĞİNE HAZIRIZ.  ÜMRAN BORU ÇÖPLÜĞÜ BİRKAÇ PARÇAYA AYRILARAK; 1-) BOTANİK BAHÇESİ VEYA HOBİ BAHÇELERİ : AĞAÇLANDIRMA İLE BİRLİKTE, KARADENİZİN ÇOK ÖZEL BİTKİLERİNİN HARMANLANDIĞI BİR BÖLÜM.: Botanik bahçesinde %80 engelli çalışanlar olmalı. ( Düzce Üniversitesi Ziraat Fakültesi ile birlikte) 2-) YÜRÜYÜŞ VE SPOR ALANLARI : Bisiklet yolları, engelli sporlarının yapılabileceği bölümler, yürüyüş yolları, denize doğru gençler için tırmanma bölümleri, paten ve su kayağı bölümleri engelliler ve yaşlılar için asansör, su kayağı… VE PARKIN DENİZLE BULUŞTURULMASI. 3-) HAVYAN SEVGİSİ EĞİTİM PARKI : Nuh’un gemisi konseptine uygun olarak, bilinen en eski canlı türünden, günümüze ulaşan, ulaşamayan canlıların bilgi...

Ağustos Böceği ile Katamaran

MÖ 6. yüzyılda yaşamış, eski Yunan masalcısı Ezop’un   masal kahramanları hayvanlarmış... Bu masallardan Ağustos Böceği ile Karınca’nın masalını bilmeyen yoktur. Masal, eğlenmeyi çok seven Ağustos Böceği ’nin bütün bir yaz şarkı söyleyip, eğlenirken, tam tersini yapan Karınca ’nın bütün yaz çalışarak, kış için erzak deposunu doldurduğunu anlatır. Ve acımasız kış gelir, Ağustos böceği bütün yaz eğlenmekten ambarına yiyecek koymaya zaman bulamamıştır. Çaresiz aç kalınca komşusu Karınca’nın kapısını çalar. Karınca’nın cevabı kıştan daha acımasızdır; “Madem bütün yaz saz çaldın, oynadın, şimdide oyna öyleyse” der ve kapıyı Ağustos Böceğinin yüzüne kapatır... Bu masalı çocukluğumdan beri çok acımasız bulmuşumdur; Ağustos Böceği’nin bütün yaz sıcaktan, çalışmaktan yorulmuş karıncalara ve diğerlerine şarkılar söyleyerek, neşe katarak hayatlarını kolaylaştırdığını düşündüğüm için acımasız bulmuşumdur. Eğer arkadaş olmayı başarsalardı; Çalışmaktan başka amacı olmayan Karınca ile e...