Ana içeriğe atla

ÇUHALLI ÇARŞISINDA KESİLEN ÇINARLAR








Yol yapacağız diye belediye görevlileri tarafından kesilen çınarların acısı hala yüreğimizi yakıyor.
DUZCEYEREL HABERDEKİ YAZIM

 http://www.duzceyerelhaber.com/Nermin-ALPAY/1850-BENi-DE-KES-BASKAN-BENi-DE-KES
 BENİ DE KES BAŞKAN, BENİ DE KES

Belediye Başkanı Fikret Albayrak tam bir hayal kırıklığı oldu çoğumuz için.
Belediye binası yapılırken Sayın Nazmi Çiloğlu apar topar ağaçların kesilmesine göz yummuştu. Ve o Akçakoca için ne kadar çok iş yaparsa yapsın benim gözümde sadece ağaç yok eden biri olarak kaldı. Zamanında O ağaçların kesilmesine karşı çıkanların iktidara geldiklerinde aynı yönteme başvurmalarını ise bir seçmen ve vatandaş olarak asla affetmeyeceğim.Önce Tezel Kamping’in önündeki ağaçları kestiler, sanki kendileri ekmişler gibi… Sonra da Çuhalı Çarşısında daha ben doğmadan çok önce dikilen ağaçları kestiler. Kesilirken haberim olmadığı ve kendimi ağaca zincirleyip ağaçlarla birlikte kurban olamadığım için kederler ve suçluluk duygusu içindeyim şimdi. Neredeyse yüzyıllık ağaçların kesilmiş gövdelerini gördüğümde soluk alamadım, benim gövdemdi orada acı içinde yontulmuş uzanan… Bir çığlık geldi, boğazımda düğümlendi; “ Beni de kes Başkan, beni de kes” … Keşke gözlerim görmeseydi de kör olsaydım… Esnaf üzgün, esnaf söyleniyor ama ne çare… Neden, neden izin verdiniz? Neden dağ gibi dikilmediniz yıllarca size gölge yapan ağacın gövdesine? Neden!
“CHP kesti ağaçları” diyor esnaf… Atatürk’ün kurduğu partinin adamları…
Atatürk’ü hiç tanımayan ama dilinden düşürmeyen insanlar bunlar.
Hiçbirşeyden haberleri yoksa da Atatürk’ün Yalova’da yaptırdığı evine
Dayanan ağacın bir dalını kesmemek için evi temelinden yürüttüğünü de mi duymadılar!
Yazık oldu ağaçlara yazık! Ama en çok da Akçakoca’ya yazık oldu. Akçakoca’ya yakışmayan projeler için - beton yollar için- yok edilen
Geçmişimize, çocukluğumuza yazık oldu.
Proje dediğin insana, doğaya düşman mı olmalı? Proje dediğin kutsal kitap mı ki ( haşa) değişmez, revize edilmez? İş yapmış olmak için,”Zücaciye dükkanına girmiş fil” gibi ortalığı toz dumana katarak sonuç alacağınızı mı sanıyorsunuz? İnsanlar göz boyama noktasını çoktan aştı… Yanlışı, eksiği çok iyi görüyor. Sıcak asfalt döküp, toprağın yağmur suyunu kurutarak, ağaçları keserek kimseyi kandıramazsınız.
Şehirleri özel kılan tarihi dokusu, kültürü, o dokunun parçası olan bitki örtüsü ve asırlık ağaçlarıdır. Beşiktaş, Ortaköy yolu bu yüzden güzeldir.
Bir zamanlar Ortaköy- Beşiktaş arasında, Çırağan Oteli girişinde bir Çınar ağacı otel görevlileri tarafından girişi engelliyor gerekçesi ile kesilmişti. Çevreciler oteli mahkemeye verdiler ve kazandılar. Ve sonra aynı yere yeni bir ağaç diktiler. Dolmabahçe sarayının önü ve Beşiktaş ilçesine giden yolda ağaçlar yıllardır durur, İstanbul’da trafiğin en sıkıştığı yerlerden biridir ama kimse ağaçları kesip yol yapmayı aklına bile getirmez.
İstanbul’da trafik gibi önemli bir sorunu çözmek için bile ağaçlara dokunulmazken, Akçakoca gibi bir yerde “sahil yolu” yapacağız diye ağaçların kesilmesi doğru mudur? Lütfen bu katliamı durdurun ve projeyi revize edin. Bir ağaç daha kaybetmek istemiyoruz. Ağaç kesen belediye başkanlarını ise hiç istemiyoruz.

Nermin Alpay



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AKÇAKOCA'YI SEVİYORSANIZ BU PROJEYİ DURDURUN!

SON PİŞMANLIK FAYDA ETMEZ.. . Liman bölgesinde, Toki ile kentsel dönüşüm için anlaşma yapılarak yıkılan dükkanların yerine AVM yapılmasının Akçakoca'nın merkezine yapılan liman inşaatından sonra en büyük kötülük olacağını düşünenlerdenim. Birşey olup bittikten sonra ah vah etmenin artık kaybedilenleri geri getirmediğini, çok büyük fayda sağlayacak limanın Akçakoca'nın turizm merkezindeki kumsalı yok ederek, aynı zamanda turizmi de bitirdiğini yaşayarak öğrendik.  O bölgeye bir çivi bile çakılmadan önce diyoruz ki; NE OLUR BU İŞTEN VAZGEÇİNİZ. Belediye Başkanlığını kim kazanırsa kazansın, bu projeyi durdurmak için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşerek bu projeyi iptal ettirmelidir. Ben Sayın Başkan'ın bu projenin iptaline olumlu bakacağını düşünüyorum. Çünkü; son zamanlarda kendisi de dikey mimarinin kentlere verdiği tahribatı görmüş ve yatay mimariyi savunmaya başlamıştır.  Projenin revize edilerek tek katlı bina yapılmalı ve içinde; balık restoranların

Ağustos Böceği ile Katamaran

MÖ 6. yüzyılda yaşamış, eski Yunan masalcısı Ezop’un   masal kahramanları hayvanlarmış... Bu masallardan Ağustos Böceği ile Karınca’nın masalını bilmeyen yoktur. Masal, eğlenmeyi çok seven Ağustos Böceği ’nin bütün bir yaz şarkı söyleyip, eğlenirken, tam tersini yapan Karınca ’nın bütün yaz çalışarak, kış için erzak deposunu doldurduğunu anlatır. Ve acımasız kış gelir, Ağustos böceği bütün yaz eğlenmekten ambarına yiyecek koymaya zaman bulamamıştır. Çaresiz aç kalınca komşusu Karınca’nın kapısını çalar. Karınca’nın cevabı kıştan daha acımasızdır; “Madem bütün yaz saz çaldın, oynadın, şimdide oyna öyleyse” der ve kapıyı Ağustos Böceğinin yüzüne kapatır... Bu masalı çocukluğumdan beri çok acımasız bulmuşumdur; Ağustos Böceği’nin bütün yaz sıcaktan, çalışmaktan yorulmuş karıncalara ve diğerlerine şarkılar söyleyerek, neşe katarak hayatlarını kolaylaştırdığını düşündüğüm için acımasız bulmuşumdur. Eğer arkadaş olmayı başarsalardı; Çalışmaktan başka amacı olmayan Karınca ile eğlen

ÇUHALLI PLAJI NASIL DÜZENLENMELİ?

PARAYI VEREN DÜDÜĞÜ ÇALAR  Şezloglar boş olarak kumsalı işgal ederken... Belediyemiz geçen yıl  Çuhallı Plajı'nı parselleyerek kiraya verince halka ayrılan plajda şemsiyemizi koyacak yer bulamadık. Belediyemizin Çuhallı Halkı'na  reva gördüğü aşağıdaki resimde görüldüğü gibi oturmak zorunda kaldık.  Çu hallı Dernekleri, Çuhallı Gençlik Nerede siniz?     SAYIN YEMENİCİ, AKÇAKOCA BELEDİYE BAŞKANI Halka hizmet bu mudur? "Çuhallı plajı’nda yer yoksa Kale Plajı’na gidebilirsiniz." Turizm Derneği’nin düzenlediği iftar yemeğine katılan Başkan Yemenici; “ Kumsalları işletmecilere kiraladıklarını, halk içinde belli bir alan bıraktıklarını “ söyledi.  "Kiracının kumsalda kiraladığı alanın tamamen kiracıya ait olduğunu, kiraladığı alana istediği gibi şezlong açabileceğini “ söyleyen Yemenici, Halka ayrılan alanın yeterli olmadığı, boş şezlonglar açık olarak güneşlenirken halkın tıkış tıkış oturmak zorunda kaldığının beli