Ana içeriğe atla

İŞTE ALTERNATİF BALIKÇI KÖYÜ !!!






BARINAK PENCERESİNDEKİ KÖR NOKTA ( yerelhaberde yayınlanan yazım)

Akçakoca’nın kumuna zarar vermeden balıkçıların yaşamını sürdürebilecekleri alanları nasıl yaratabileceğimizi tartışmalıyız. Balıkçıları barınak gibi alanlara tıkmak yerine; ülkemizde ve dünyada örnekleri olan “balıkçı köyü” formatında bir yaşam alanı yaratmak için projeler hazırlayabilmeliyiz.
O bölgenin balıkçı barınağı yapılmadan önceki haline dönmesinin mümkün olmadığının farkındayım. Bu yüzden “ah, o günler” diye hayıflanarak, bugünkü durumuna razı olmalı mıyız? Balıkçı barınaklarının kiralama ve düzenleme işlemleriyle, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı ilgileniyor. Yerel halkın istekleri dikkate alınmadan, Akçakoca’yı bilmeden, merkezden (tepeden) hazırlanmış yönetmeliklere dayanarak; Halka açık olması gereken bu alan kiralanırken baştan hata yapılmıştır. Akçakoca balıkçılar kooperatif yönetimi; popülist yoksul edebiyatı yapmak yerine, kiraladığı alanı işletme konusunda neden başarısız olduğunu anlatabilirse, bizler o bölgenin sorununu daha iyi anlayabiliriz. ( Bu ülke de, Fiskobirlik dahil kooperatiflerin neden iyi bir işletme olamadıklarını ayrıca incelemek lazım) Akçakoca’nın en güzel yerinde, temizlenmeyen, düzenleme yapılmayan, sahipli ama “yetim kalmış” barınak bölgesinde; etraf, çerden çöpten geçilmiyor.
Orada yaşayanlar kendi alanlarını temiz tutmak konusunda gereken özeni göstermeyince, dışarıdan gelenler de bölgeye çöplük muamelesi yapıyor.
Daha geçen sayımızda Akçakoca dışından gelen teknelerin barınağı pislik içinde bırakarak, şehrimize tek kuruş kazandırmadan geçtiklerinden bahsetmiştik.
( Birilerine gelir kazandırıyorsa neden o gelirden düzenlemeye pay aktarılmıyor.) Kentin merkezinde bulunan barınak, tüm Akçakoca halkı’nın vizyonu olarak, sizce neye hizmet ediyor?
Bu popülist politikalar yüzünden, büyükşehirleri gecekondularla donatmadık mı? Ormancılar işsiz kalmasın, günü kurtarsın diye ağaçları kesmedik mi? Fındık yetiştirmek için ormanları talan etmedik mi? Bu yüzden insanlar daha iyisini istemek yerine, elindekine sarılıyor. Yoksul insan, kendisine dayatılan bu kısır döngüye teslim oldukça, iyileşme gerçekleşmeyecek.
Açlığın, işsizliğin çözümü, bugün elimizdeki kültürel ve doğal varlıkları tüketerek, gelecek nesillere çöl ve beton bırakmaktan geçmez. Doğanın korunması ile insanı karşı karşıya getiren politikalar, yoksulluğun nedenini göz ardı ediyor. Oysa, doğal dokuya zarar vermeden insan odaklı projeler üretmek gerekiyor.
Balıkçılar için, barınak gibi primitif çözümler yerine, yüz yıllarca kalacak alternatif projeler üretilmelidir.
- BALIKÇI KÖYÜ PROJESİ
Akçakoca’nın çok daha büyük projeye ihtiyacı var; Balıkçı Köyü oluşturulması projesi ile Akçakoca’yı genişletebilir, Batıda gidilebilecek en otantik mekan yaratılabilir.

Bu nasıl olacak?

- Balıkçı köyüne uygun alanın araştırılması, ( melenağzı, kalkın vs)
- Yöntem olarak, batıkent modeli örnek alınarak, kooperatif ( balıkçılar kooperatifi vs.) kurularak, teşvikler araştırılarak ( ulusal,uluslar arası, AB)
Cesur ve kararlı adımlar atılmalıdır.

ÖRNEK PROJE :
“Batıkent; Ankara'nın belediye başkanlarından Vedat Dalokay'ın 1973 yılında Ankara Belediye Başkanlığına seçilmesi ile birlikte, çarpık kentleşme sorununa çözüm olarak oluşturulmuştur. Pek çok isim düşünülmüş ancak projenin Ankara'nın batısında gerçekleştirileceği kesinleştiğinde de isim kendiliğinden ortaya çıkmıştır: Batıkent. Batıkent, özellikle Murat Karayalçın döneminde altyapısı geliştirilmiş ve Melih Gökçek döneminde de metronun tamamlanmasıyla ulaşım bakımından bir çok sorunu halledilmiştir.
İlk yılları
Projenin hayata geçirilmesi için bugünkü Batıkent'in hemen hemen tamamı kamulaştırılmıştır. Katılımcı, demokratik bir şekil içerisinde uygulama istenildiğinden, bu isteğe uygun olarak 1979 yılında Kent-Koop kurulmuş, Kent-Koop üstlendiği misyona uygun olarak hemen faaliyete başlamıştır. 1987 Yılında da Dünya Konut Yılı Ödülü'nü almıştır. Batıkent projesi başlangıçta sosyal konut projesi idi. Ancak zaman içerisinde çeşitli değişikliklere uğrayarak bugünkü halini aldı ve Ankara'nın gözde yerleşim alanlarının başlarında gelmeye başlamıştır. Batıkent, bu gelişimleri ile haliyle araştırmacıların da dikkatini çekmiş, çeşitli yönlerden araştırmalar yapılmıştır. Çıkan sonuç:
1. Sosyo-kültürel Seviyesi Yüksek,
2. Ekonomik seviyesi orta ve orta üzeri insanların oturduğu bölge olarak tanımlanmıştır.”
- Balıkçı Barınağı, kentin dokusuna zarar veren konumdan çıkarılmalıdır.
O bölge hakkında söz sahibi kurumların varlığı “Yedi Kocalı Hürmüz” ü geçmiştir.
O nedenle; Türkiye’nin 21 Kasım 1988 yılında imzalamış olduğu “Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı” ( 1991 yılında da 3723 sayılı yasa ile TBMM tarafından onaylanması uygun görüldü.)
Bu anlaşma ile yerel yönetimlere verilen geniş yetkiler maalesef kullanılmamaktadır.
Akçakoca’nın merkezinde balıkçılar kooperatifinin çitle çevirme hakkının olduğu bir kıyı şeridinin Akçakoca halkının çıkarlarıyla çelişip çelişmediğine kimler karar verebilir?
Önce bunu çözmek lazım. ( Hukukçular ile)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÇINAR CADDESİ'NİN YENİ MEKANI "FINDIK CAFE" ADI GİBİ SEVİMLİ VE ŞIK

Çınar Caddesi'nde yeni açılan "Fındık Cafe" şirin mi şirin görüntüsüyle, s evecen, g üler yüzlü g enç sahipleriyle insanı adeta içine çekiyor. Bizler dilsiz canlılara merhamet etmeyen, nobran işletme sahiplerinin işlettiği mekanlara gitmek zorunda kaldığımızda kendimizi diken üstünde oturmuş gibi hissediyoruz. Çünkü dilsiz bir canlıya merhameti olmayan insanın gözünde siz sadece para getiren bir müşterisiniz. Fındık Cafe gibi sevgi dolu mekanlar da ise sıcak, samimi ve de o insancıl ha va ile içti ğimiz çay ballı, kahve hatırlı oluyor. Pozitif duygularla dolu, huzur buluyoruz bu mek anlarda. Akçakoca'da fırtınadan birçok yerin dağıldığı gece Fındık Cafe kendisine sığınan bir cana kucak açtı. Sahipleri tarafından terk edilmiş veya ilgilenilmeyen köpek doğurmak üzereydi. Fındık Cafe sayesinde yavruları hayatta kaldı. Yüreği güzel işletme sahiplerinin elinden çay içmek kadar güzel birşey yok. Kahvaltı yapmak isterseniz, telefon ile rezervasyon yaptırab...

ÜMRAN ÇÖPLÜĞÜ'NÜN DOĞAL PARKA DÖNÜŞÜMÜ İÇİN PROJE ORTAKLARI ARIYORUZ!

BELEDİYE ÇÖPLÜK ALANINI BİZE VERSİN, ÜNİVERSİTE VE  DERNEKLERLE  ORTAK   PROJE YAPALIM...  (AŞAĞIDA HAZIRLADIĞIMIZ TASLAĞI PAYLAŞIYORUZ.  BU KONUDA DESTEK VERMEYE HAZIR KİŞİ VE  KURUMLARLA GÖRÜŞMEYE VE İŞBİRLİĞİNE HAZIRIZ.  ÜMRAN BORU ÇÖPLÜĞÜ BİRKAÇ PARÇAYA AYRILARAK; 1-) BOTANİK BAHÇESİ VEYA HOBİ BAHÇELERİ : AĞAÇLANDIRMA İLE BİRLİKTE, KARADENİZİN ÇOK ÖZEL BİTKİLERİNİN HARMANLANDIĞI BİR BÖLÜM.: Botanik bahçesinde %80 engelli çalışanlar olmalı. ( Düzce Üniversitesi Ziraat Fakültesi ile birlikte) 2-) YÜRÜYÜŞ VE SPOR ALANLARI : Bisiklet yolları, engelli sporlarının yapılabileceği bölümler, yürüyüş yolları, denize doğru gençler için tırmanma bölümleri, paten ve su kayağı bölümleri engelliler ve yaşlılar için asansör, su kayağı… VE PARKIN DENİZLE BULUŞTURULMASI. 3-) HAVYAN SEVGİSİ EĞİTİM PARKI : Nuh’un gemisi konseptine uygun olarak, bilinen en eski canlı türünden, günümüze ulaşan, ulaşamayan canlıların bilgi...

Ağustos Böceği ile Katamaran

MÖ 6. yüzyılda yaşamış, eski Yunan masalcısı Ezop’un   masal kahramanları hayvanlarmış... Bu masallardan Ağustos Böceği ile Karınca’nın masalını bilmeyen yoktur. Masal, eğlenmeyi çok seven Ağustos Böceği ’nin bütün bir yaz şarkı söyleyip, eğlenirken, tam tersini yapan Karınca ’nın bütün yaz çalışarak, kış için erzak deposunu doldurduğunu anlatır. Ve acımasız kış gelir, Ağustos böceği bütün yaz eğlenmekten ambarına yiyecek koymaya zaman bulamamıştır. Çaresiz aç kalınca komşusu Karınca’nın kapısını çalar. Karınca’nın cevabı kıştan daha acımasızdır; “Madem bütün yaz saz çaldın, oynadın, şimdide oyna öyleyse” der ve kapıyı Ağustos Böceğinin yüzüne kapatır... Bu masalı çocukluğumdan beri çok acımasız bulmuşumdur; Ağustos Böceği’nin bütün yaz sıcaktan, çalışmaktan yorulmuş karıncalara ve diğerlerine şarkılar söyleyerek, neşe katarak hayatlarını kolaylaştırdığını düşündüğüm için acımasız bulmuşumdur. Eğer arkadaş olmayı başarsalardı; Çalışmaktan başka amacı olmayan Karınca ile e...