Ana içeriğe atla

FESTİVALLER KENTLERİN VİZYONUDUR.

Festivaller, farklı toplumsal gurupları, halkları, ülkeleri birbiriyle kaynaştırmak amacıyla yapılan, kültürler arası alışverişi öne çıkaran etkinliklerdir. Festivallerin zenginliği, birbirine benzer etkinliklerin sayısını çoğaltarak sağlanmaz. Sergilenen her etkinliğin bir amacı olmalı ve hedef kitle doğru saptanmalıdır. Bu nedenle organizasyonun çok iyi yapılması gerekir ki emekler heba olmasın. Yoksa yaşadığınız sonuç; tüm iyi niyetinize rağmen çocukların karnını bir sürü abur, cuburla doldurmaya kalkan ebeveynlerden farklı olmaz.
Dünyanın birçok bölgesinde farklı şekillerde kutlanan festivallerin arasında yer almak, özel olmak ve hedeflenen festivali geleneksel hale getirmek için çok iyi vizyona sahip olunması gerekir.
14. kez kutlanan Akçakoca Festivali her yıl içerik olarak daha zenginleşerek devam etmesine rağmen, yerel halk dışında katılımın sağlanamaması, ulusal ve uluslararası düzeyde festival düzenlemede eksiklerimiz olduğu anlamına geliyor. Bunun neden böyle olduğunu anlayabilirsek, daha yıllarca sürdürülebilir bir Akçakoca Kültür Festivali olgusuna uluslar arası bir boyut kazandırarak hak ettiği ilgiyi sağlayabiliriz. Uluslar arası boyut; sadece halk dansları toplulukları ve bir yabancı sanatçının katılımıyla sağlanmaz. Farklı ülkelerin kültürel, yerel temsili katılımlarını da sağlayacak formüller bulunmalıdır. Yine de iki yıl üst üste Jazz ve Blues müziğinin ünlü sanatçısı Larry O’nell’in getirilerek, popülist yaklaşımlara teslim olunmamasını çok önemsiyorum. Halkın katılımı “bu halk jazzdan anlamaz” diyenlere en güzel yanıttı, aslında. Çünkü insan bilmediği bir şeyi sevemez.
Festivallerin en önemli amaçlarından biri de yerel halkı evrensel kültürlerle buluşturmaktır. İnsanların sadece düğüne gider gibi eğlendiği, enerjilerini boşalttığı festivaller insanlara bir şey kazandırmaz. Ben bu festivalde Antalya Medeniyetler Korosunu da görmek isterdim açıkçası. Sunay Akın ise tek kişilik sahne gösterisiyle geçen yıl olduğu gibi bu yıl da binbir emekle çıkardığı diplerde kalmış bilgilerini paylaştı bizimle.
Şimdi, Akçakoca Festivalinin neden Akçakoca ve yakın çevresi ile sınırlı kaldığını anlamaya çalışalım… Bizim festivalimizde başka bölge ve yörelerde yapılan etkinliklerden farklı olan bir şey var mı? Dış dünyayı özendiren, onlara Akçakoca’da olmak isteği uyandıran ne var? Akçakoca’da festivalin bütün yükünün, iki şarkıcı, türkücü ve oyuncuya taşıtılamayacağının farkına varılarak, çocuk filmleri gösteriminin düzenlenmesini, çocuk tiyatrosunun getirilmesini, yelken yarışlarının yapılmasını olumlu bir adım olarak görüyorum. Tabii sadece çocuk filmleriyle geçiştirmek yerine, açık havada sahne kurularak, iyi bir film gösterisi eklense çok daha iyi olacağını belirtmek isterim. Ama yine de; tüm bunlar yapılmış olsa da katılımın geniş ve yaygın olmasına yetmeyeceğinin altını çizmek lazım.
14. Akçakoca festivalinin, bir iki önemli eksik dışında gösteri ve etkinlik olarak dolu dolu olmasına rağmen, neden hak ettiği ilgiyi görmediğini doğru sorular sorarak çözebilir miyiz? Önce festivallerin dünyada nasıl yapıldığına bakalım:
İngiltere’de yapılan festivalde Kaşar Peynir yuvarlama yarışması yapılıyor ve bu yarışmaya İngiltere dışından da katılım oluyor. Kaşar peyniri 200 Metre yükseklikteki bir tepeden başlıyor, ve yukarıdan aşağıya 4 kilometre yuvarlanıyor. Bu yarış basında aylarca yer alıyor.
İspanya'da yaklaşık 70 yıldır devam eden ve La Tomatina olarak bilinen Domates Festivaline, her yıl dünyanın çeşitli yerlerinden binlerce kişi katılıyor. Valencia bölgesindeki Bunol Köyü'nde bir araya gelen katılımcılar, başlama topunun patlatılmasıyla bir saat boyunca birbirlerine domates fırlatarak eğleniyorlar.
1998 yılından beri Güney Kore’nin Boryeong kentinde düzenlenen 'Geleneksel Çamur Festivali'(Boryeong Mud Festival) milyonlarca ziyaretçinin ilgisini çekiyor.

Bu örneklerden yola çıkarak Akçakoca’da nasıl bir festival düzenlersek, ulusal ve uluslar arası düzeyde festivale sahip olabiliriz sorusunun cevabını hep birlikte arayalım, bu konuda profesyonellerden yardım alalım:Neler yapılabileceğine dair (naçizane) ben de bir iki öneride bulunmak istiyorum:
1- Öncelikle organizasyon düzenleyebilecek kişi ve kurumlar iyi araştırılmalı,
festival komitesi çeşitlendirilmelidir.
2- Akçakoca Festivali için bir “marka” yaratılmalıdır.
“Fındık Festivali” açılımı galiba daha iyiydi. Fındık üreten ülkelerle ilişkiye geçilerek ( İtalya, Azerbaycan, İspanya, Şili) Uluslar arası fındık yarışması düzenlenebilir.
Fındık yarışması çeşitli kategorilerde; en iyi fındık, en iyi tarla, en iyi yağ, en iyi şekerleme, en yaratıcı işçilik, vb. şeklinde çeşitlendirilebilir.
3- Yelken yarışlarına, İtalya, İspanya, Romanya, Karadeniz havzasındaki diğer ülkeler davet edilebilir.
4- Karadeniz filmleri yarışması, fındık toplama belgeselleri yarışması
( İtalya’da, İspanya’da, Türkiye’de nasıl toplanıyor. Bunların içinden en iyi belgesel seçimi yapılabilir vs.) gibi bir sürü yarışma düzenlenebilir. Çünkü yarışmalar aynı zamanda katılımı tetikleyen şeylerdir.
Tüm bu yazdıklarımızı çeşitlendirerek, çoğaltarak, uzmanların önerilerine kulak vererek, Akçakoca Festivalinin Karadeniz yöresine özel bir şölene dönüştürülmesi imkansız değildir. 14. Festivali arkada bırakırken, gelecek yıl yapılacak festival için hemen kolları sıvamalı ve çalışılmaya başlanmalıdır. Festivalden aylarca önce programların yapılması, festival alanlarının restore edilmesi, davet edilecek konuklara uygun misafirhanelerin ayarlanması ve her şeyden önemlisi, biraz hayal gücü, biraz maddi ve manevi destek yeterlidir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AKÇAKOCA'YI SEVİYORSANIZ BU PROJEYİ DURDURUN!

SON PİŞMANLIK FAYDA ETMEZ.. . Liman bölgesinde, Toki ile kentsel dönüşüm için anlaşma yapılarak yıkılan dükkanların yerine AVM yapılmasının Akçakoca'nın merkezine yapılan liman inşaatından sonra en büyük kötülük olacağını düşünenlerdenim. Birşey olup bittikten sonra ah vah etmenin artık kaybedilenleri geri getirmediğini, çok büyük fayda sağlayacak limanın Akçakoca'nın turizm merkezindeki kumsalı yok ederek, aynı zamanda turizmi de bitirdiğini yaşayarak öğrendik.  O bölgeye bir çivi bile çakılmadan önce diyoruz ki; NE OLUR BU İŞTEN VAZGEÇİNİZ. Belediye Başkanlığını kim kazanırsa kazansın, bu projeyi durdurmak için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşerek bu projeyi iptal ettirmelidir. Ben Sayın Başkan'ın bu projenin iptaline olumlu bakacağını düşünüyorum. Çünkü; son zamanlarda kendisi de dikey mimarinin kentlere verdiği tahribatı görmüş ve yatay mimariyi savunmaya başlamıştır.  Projenin revize edilerek tek katlı bina yapılmalı ve içinde; balık restoranların

Ağustos Böceği ile Katamaran

MÖ 6. yüzyılda yaşamış, eski Yunan masalcısı Ezop’un   masal kahramanları hayvanlarmış... Bu masallardan Ağustos Böceği ile Karınca’nın masalını bilmeyen yoktur. Masal, eğlenmeyi çok seven Ağustos Böceği ’nin bütün bir yaz şarkı söyleyip, eğlenirken, tam tersini yapan Karınca ’nın bütün yaz çalışarak, kış için erzak deposunu doldurduğunu anlatır. Ve acımasız kış gelir, Ağustos böceği bütün yaz eğlenmekten ambarına yiyecek koymaya zaman bulamamıştır. Çaresiz aç kalınca komşusu Karınca’nın kapısını çalar. Karınca’nın cevabı kıştan daha acımasızdır; “Madem bütün yaz saz çaldın, oynadın, şimdide oyna öyleyse” der ve kapıyı Ağustos Böceğinin yüzüne kapatır... Bu masalı çocukluğumdan beri çok acımasız bulmuşumdur; Ağustos Böceği’nin bütün yaz sıcaktan, çalışmaktan yorulmuş karıncalara ve diğerlerine şarkılar söyleyerek, neşe katarak hayatlarını kolaylaştırdığını düşündüğüm için acımasız bulmuşumdur. Eğer arkadaş olmayı başarsalardı; Çalışmaktan başka amacı olmayan Karınca ile eğlen

ÇUHALLI PLAJI NASIL DÜZENLENMELİ?

PARAYI VEREN DÜDÜĞÜ ÇALAR  Şezloglar boş olarak kumsalı işgal ederken... Belediyemiz geçen yıl  Çuhallı Plajı'nı parselleyerek kiraya verince halka ayrılan plajda şemsiyemizi koyacak yer bulamadık. Belediyemizin Çuhallı Halkı'na  reva gördüğü aşağıdaki resimde görüldüğü gibi oturmak zorunda kaldık.  Çu hallı Dernekleri, Çuhallı Gençlik Nerede siniz?     SAYIN YEMENİCİ, AKÇAKOCA BELEDİYE BAŞKANI Halka hizmet bu mudur? "Çuhallı plajı’nda yer yoksa Kale Plajı’na gidebilirsiniz." Turizm Derneği’nin düzenlediği iftar yemeğine katılan Başkan Yemenici; “ Kumsalları işletmecilere kiraladıklarını, halk içinde belli bir alan bıraktıklarını “ söyledi.  "Kiracının kumsalda kiraladığı alanın tamamen kiracıya ait olduğunu, kiraladığı alana istediği gibi şezlong açabileceğini “ söyleyen Yemenici, Halka ayrılan alanın yeterli olmadığı, boş şezlonglar açık olarak güneşlenirken halkın tıkış tıkış oturmak zorunda kaldığının beli