Ana içeriğe atla

“Öykülerin Efendisi”

Kültür avcıları insanlığın en değerli hazinelerini bulup, ortaya çıkaran kişilerdir.  İstanbul’a ve Ankara’ya çok yakın olmasına rağmen kültürel yoksulluğu kanıksanmış Akçakoca bir hafta boyunca yazarlara, yayınevlerine ve kitap severlere ev sahipliği yaptı.

Sessiz sedasız geçen 1. Kitap Fuarı uzun yoldan kitapları ve hikayeleriyle gelen yazarları maalesef düş kırıklığına uğratmış görünüyor.

 “Öykülerin Efendisi”   başlığı ile yapılan söyleşi; Yazar Ahmet Naim Çıladır’ın hayat hikayesi kitap fuarının en çarpıcı etkinlerinden biriydi.  Ama ne yazık ki, Kültür Avcılarının buldukları bu değerli hazineyi  Akçakoca’dan basın hariç 5-6 kişinin izleyebildi.

Ahmet Naim Çıladır’ın  torunu, babası ile aynı ismi taşıyan Sina Çıladır, dedesinin hayat öyküsünü anlattı. 

100 den fazla öyküsü olan yazarın kaybolan öykülerini yeniden toparlamaya çalıştıklarını, bir romanını da bastırmaya çalıştıklarını anlattı.

Türkiye’de maden işçilerinin hayat hikayelerini ilk kez yazan bir yazar olarak biliniyor. Yazarın ayrıca iki de tiyatro oyunu var. Bunlardan biri, Zonguldak kömür madenini bulan Uzun Mehmet'in gerçek hikayesini anlatıyor. Oyunun Kdz. Ereğli Kent Konseyi tarafından gösteri için hazırlandığı müjdesini de aldık.

Uzun yıllar devlet memurluğu yapan Çıladır aynı zamanda keman da çalıyormuş.

Torunu” Dedesinin Sabahattin Ali Hapisteyken onunla mektuplaştığını ve mektubu cebinde bulununca birkaç gün hapis yattığını,  Sabahattin Ali’nin yurt dışına kaçarken kafasına arkadan sopa ile vurularak öldürüldüğünü öğrendiğinde ise o acıyla; “ o kafaya nasıl vurulur” diyerek elini sobaya vurarak yaktığını ve uzun süre tedavi gördüğünü babasından dinlediğini “ söyledi..

İzmir’den Akçakoca’ya “ Öykülerin Efendisi” söyleşisi için gelen Prof. Dr. Erkan Sevinç bu söyleşi için hazırlanırken çok çarpıcı bilgilere ulaştığını söyleyerek “ Yazarın sade ve yöresel ağızla ustaca kullandığı  dile, hikayedeki sahiciliğine bakarak, gerçekçi akımı tercih ettiğini anlıyoruz“ dedi.

                                                  
Hakkı Gümüştaş, Yazarın ailenin elinde olmayan bir kitabını armağan etti.
Kültür Kentleri Birliği Başkanı Hakkı Gümüştaş, "Bir akşamüstü Taksim'deki sahafları gezerken Yeditepe yayınlarından çıkmış küçük boy bir kitap dikkatimi çekti! Kuduz Düğünü, incelerken edebiyatsever bir genç seslendi! "Abi, O yazar Sina Çıladır'ın babasıdır! Öylece kitabı aldım. O gece bitirdim! Ben kömürü yazan bir tek İrfan Yalçın diye bilirdim! Kültür Kentleri Platformu olarak yeni bir gömü bulmuştuk! Adını koyduk hemen ! Öykülerin Efendisi ! bu söyleşiyi de O'nu anmak için düzenledik" dedi.

Büyük şehrin kaosundan taşraya kaçmış olan bizler ise kültür avcılarının varlığı sayesinde bir hazineyi daha öğrenmiş olduk. Emeği geçenlere teşekkür ederiz.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AKÇAKOCA'YI SEVİYORSANIZ BU PROJEYİ DURDURUN!

SON PİŞMANLIK FAYDA ETMEZ.. . Liman bölgesinde, Toki ile kentsel dönüşüm için anlaşma yapılarak yıkılan dükkanların yerine AVM yapılmasının Akçakoca'nın merkezine yapılan liman inşaatından sonra en büyük kötülük olacağını düşünenlerdenim. Birşey olup bittikten sonra ah vah etmenin artık kaybedilenleri geri getirmediğini, çok büyük fayda sağlayacak limanın Akçakoca'nın turizm merkezindeki kumsalı yok ederek, aynı zamanda turizmi de bitirdiğini yaşayarak öğrendik.  O bölgeye bir çivi bile çakılmadan önce diyoruz ki; NE OLUR BU İŞTEN VAZGEÇİNİZ. Belediye Başkanlığını kim kazanırsa kazansın, bu projeyi durdurmak için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşerek bu projeyi iptal ettirmelidir. Ben Sayın Başkan'ın bu projenin iptaline olumlu bakacağını düşünüyorum. Çünkü; son zamanlarda kendisi de dikey mimarinin kentlere verdiği tahribatı görmüş ve yatay mimariyi savunmaya başlamıştır.  Projenin revize edilerek tek katlı bina yapılmalı ve içinde; balık restoranların

Ağustos Böceği ile Katamaran

MÖ 6. yüzyılda yaşamış, eski Yunan masalcısı Ezop’un   masal kahramanları hayvanlarmış... Bu masallardan Ağustos Böceği ile Karınca’nın masalını bilmeyen yoktur. Masal, eğlenmeyi çok seven Ağustos Böceği ’nin bütün bir yaz şarkı söyleyip, eğlenirken, tam tersini yapan Karınca ’nın bütün yaz çalışarak, kış için erzak deposunu doldurduğunu anlatır. Ve acımasız kış gelir, Ağustos böceği bütün yaz eğlenmekten ambarına yiyecek koymaya zaman bulamamıştır. Çaresiz aç kalınca komşusu Karınca’nın kapısını çalar. Karınca’nın cevabı kıştan daha acımasızdır; “Madem bütün yaz saz çaldın, oynadın, şimdide oyna öyleyse” der ve kapıyı Ağustos Böceğinin yüzüne kapatır... Bu masalı çocukluğumdan beri çok acımasız bulmuşumdur; Ağustos Böceği’nin bütün yaz sıcaktan, çalışmaktan yorulmuş karıncalara ve diğerlerine şarkılar söyleyerek, neşe katarak hayatlarını kolaylaştırdığını düşündüğüm için acımasız bulmuşumdur. Eğer arkadaş olmayı başarsalardı; Çalışmaktan başka amacı olmayan Karınca ile eğlen

ÇUHALLI PLAJI NASIL DÜZENLENMELİ?

PARAYI VEREN DÜDÜĞÜ ÇALAR  Şezloglar boş olarak kumsalı işgal ederken... Belediyemiz geçen yıl  Çuhallı Plajı'nı parselleyerek kiraya verince halka ayrılan plajda şemsiyemizi koyacak yer bulamadık. Belediyemizin Çuhallı Halkı'na  reva gördüğü aşağıdaki resimde görüldüğü gibi oturmak zorunda kaldık.  Çu hallı Dernekleri, Çuhallı Gençlik Nerede siniz?     SAYIN YEMENİCİ, AKÇAKOCA BELEDİYE BAŞKANI Halka hizmet bu mudur? "Çuhallı plajı’nda yer yoksa Kale Plajı’na gidebilirsiniz." Turizm Derneği’nin düzenlediği iftar yemeğine katılan Başkan Yemenici; “ Kumsalları işletmecilere kiraladıklarını, halk içinde belli bir alan bıraktıklarını “ söyledi.  "Kiracının kumsalda kiraladığı alanın tamamen kiracıya ait olduğunu, kiraladığı alana istediği gibi şezlong açabileceğini “ söyleyen Yemenici, Halka ayrılan alanın yeterli olmadığı, boş şezlonglar açık olarak güneşlenirken halkın tıkış tıkış oturmak zorunda kaldığının beli