Sessiz sedasız geçen 1. Kitap Fuarı uzun yoldan kitapları ve
hikayeleriyle gelen yazarları maalesef düş kırıklığına uğratmış görünüyor.
“Öykülerin Efendisi” başlığı
ile yapılan söyleşi; Yazar Ahmet Naim Çıladır’ın hayat hikayesi kitap fuarının
en çarpıcı etkinlerinden biriydi. Ama ne
yazık ki, Kültür Avcılarının buldukları bu değerli hazineyi Akçakoca’dan basın hariç 5-6 kişinin
izleyebildi.
Ahmet Naim Çıladır’ın
torunu, babası ile aynı ismi taşıyan Sina Çıladır, dedesinin hayat öyküsünü anlattı.
100 den fazla öyküsü olan yazarın kaybolan öykülerini
yeniden toparlamaya çalıştıklarını, bir romanını da bastırmaya çalıştıklarını
anlattı.
Türkiye’de maden işçilerinin hayat hikayelerini ilk kez
yazan bir yazar olarak biliniyor. Yazarın ayrıca iki de tiyatro oyunu var. Bunlardan biri, Zonguldak kömür madenini bulan Uzun Mehmet'in gerçek hikayesini anlatıyor. Oyunun Kdz. Ereğli Kent Konseyi tarafından gösteri için hazırlandığı müjdesini de aldık.
Uzun yıllar devlet memurluğu yapan Çıladır aynı zamanda
keman da çalıyormuş.
Torunu” Dedesinin Sabahattin Ali Hapisteyken onunla
mektuplaştığını ve mektubu cebinde bulununca birkaç gün hapis yattığını, Sabahattin Ali’nin yurt dışına kaçarken
kafasına arkadan sopa ile vurularak öldürüldüğünü öğrendiğinde ise o acıyla; “
o kafaya nasıl vurulur” diyerek elini sobaya vurarak yaktığını ve uzun süre
tedavi gördüğünü babasından dinlediğini “ söyledi..
İzmir’den Akçakoca’ya “ Öykülerin Efendisi” söyleşisi için gelen
Prof. Dr. Erkan Sevinç bu söyleşi için hazırlanırken çok çarpıcı bilgilere
ulaştığını söyleyerek “ Yazarın sade ve yöresel ağızla ustaca kullandığı dile, hikayedeki sahiciliğine bakarak,
gerçekçi akımı tercih ettiğini anlıyoruz“ dedi.
Büyük şehrin kaosundan taşraya
kaçmış olan bizler ise kültür avcılarının varlığı sayesinde bir hazineyi daha
öğrenmiş olduk. Emeği geçenlere teşekkür ederiz.
Yorumlar
Yorum Gönder