Ana içeriğe atla

Karbon Ayak İzi Küçüldükçe, Büyür İnsan

Kapatalım ışıklarımızı bir saatliğine.  Bırakalım, bir saatliğine dinlensin yeryüzü. Gelecek nesillere borçluyuz bunu.

Yemyeşil bahçelerde, ağaçların tepesinde büyüdük biz. Eriklerin büyümesini, kirazların olgunlaşmasını sabırsızlıkla bekledik. Gelecek kuşakların elinden sadece ağacını, oyun bahçesini almadık, çocukluklarını da aldık.

Maalesef bu daha başlangıç. Küresel ısınmayı, iklim değişikliğini hala ciddiye alamadık. Betonlaşmaya tam gaz devam ediyoruz. Yeşil Akçakoca’mızı özlüyoruz ama kalan son ağaçlarımızı korumak için birşeyler yapmıyoruz.

Dünya Doğayı Koruma Vakfı (World Wide Fund for Nature ya da kısaca WWF) WWF’nin on yıl önce, küresel iklim değişikliğine dikkat çekmek için başlattığı DÜNYA SAATİ ETKİNLİĞİ, bu yıl 19 Mart Cuma akşamı 20:30- 21:30 saatleri arasında gerçekleşecek.

Yeşilini giderek kaybeden Akçakoca’dan gelecek kuşaklara yaşanabilir bir dünya bırakmak için, BİR SAATLİĞİNE KARANLIKTA KALMAYA HAZIR MIYIZ?

“BEN TEK BAŞINA NE YAPABİLİRİM Kİ?”  DEMEYİN.

İnanın kendinize. Çok şey yapabilirsiniz. İlk adım olarak, 19 Mart akşamı ışıkları söndürmekle başlayabilirsiniz. Karanlıklar düşünmek için en iyi fırsattır, insana. Dolabınızda giymediğiniz giysiler varken, yenisini satın almanıza gerek olup olmadığını düşünün mesela. Aldığınız her giysinin üretimi için tonlarca su harcandığı aklınıza gelmiş miydi daha önce? Bencilce sadece tüketerek yaşamaya odaklanmayı bırakıp, daha minimalist, yani daha az giysiyle, eşya ile mutlu olunmaz mı?

Ne dersiniz?

İki adımlık yere bile araba ile gitmek yerine yürüyerek, hem sağlıklı kalabilir hem de karbon ayak izimizi küçültemez miyiz?

Giderek 7 katlı binaların arasında son kalan ağaçlarda yok edilirken, bina planlarına, otopark zorunluluğu gibi yeşil alan bırakma zorunluluğu da getirilemez mi?

Suyun nasıl altın gibi değerli olduğunu SEL FELAKETİ zamanında anladıysak, suyu hor kullanmaktan vazgeçebildik mi?

Ya toprağa atılan ZEHİR SAÇAN ZİRAİ İLAÇLAR ? Neden YASAKLANMAZ! Ot ilacı diye attığınız o zehir var ya, sadece yiyeceklerimizi değil, sularımızı da zehirliyor. O ZEHRİ kendi bahçenize atarken, HEPİMİZİ ÖLDÜRÜYORSUNUZ? Bunu bile bile hala yapıyorsanız cinayet işlediğinizin farkında mısınız?  Ot ilacı, zehir satarak kazandığınız paranın "helal" olduğunu söyleyebilir misiniz? İnsanların bencilleştiği yerde, yapılması gereken İNSANLIK ADINA Bu ilaçların satışının yasaklanmasıdır!

Sadece kendimiz için değil, gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak için KÜRESEL ISINMAYI DURDURABİLİR MİYİZ?

Şimdi aşağıdaki iki fotoğrafa iyi bakmanızı istiyorum: 


19 Mart Akşamı saat 20:30 'da, karanlıkta kalmayı göze alırsanız; Bu fotoğraflarda kaybedilenin sadece yeşil alan olmadığını, aynı zamanda suyumuzu da kaybettiğimizi, yağan yağmurların, toprağa kavuşamayınca betonun üzerinden akıp, kanalizasyonlardan denize döküldüğünü düşünmenizi istiyorum. Deniz suyuyla ağaçları sulayabilir misiniz? Bir daha düşünelim!

   
 

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÇINAR CADDESİ'NİN YENİ MEKANI "FINDIK CAFE" ADI GİBİ SEVİMLİ VE ŞIK

Çınar Caddesi'nde yeni açılan "Fındık Cafe" şirin mi şirin görüntüsüyle, s evecen, g üler yüzlü g enç sahipleriyle insanı adeta içine çekiyor. Bizler dilsiz canlılara merhamet etmeyen, nobran işletme sahiplerinin işlettiği mekanlara gitmek zorunda kaldığımızda kendimizi diken üstünde oturmuş gibi hissediyoruz. Çünkü dilsiz bir canlıya merhameti olmayan insanın gözünde siz sadece para getiren bir müşterisiniz. Fındık Cafe gibi sevgi dolu mekanlar da ise sıcak, samimi ve de o insancıl ha va ile içti ğimiz çay ballı, kahve hatırlı oluyor. Pozitif duygularla dolu, huzur buluyoruz bu mek anlarda. Akçakoca'da fırtınadan birçok yerin dağıldığı gece Fındık Cafe kendisine sığınan bir cana kucak açtı. Sahipleri tarafından terk edilmiş veya ilgilenilmeyen köpek doğurmak üzereydi. Fındık Cafe sayesinde yavruları hayatta kaldı. Yüreği güzel işletme sahiplerinin elinden çay içmek kadar güzel birşey yok. Kahvaltı yapmak isterseniz, telefon ile rezervasyon yaptırab...

ÜMRAN ÇÖPLÜĞÜ'NÜN DOĞAL PARKA DÖNÜŞÜMÜ İÇİN PROJE ORTAKLARI ARIYORUZ!

BELEDİYE ÇÖPLÜK ALANINI BİZE VERSİN, ÜNİVERSİTE VE  DERNEKLERLE  ORTAK   PROJE YAPALIM...  (AŞAĞIDA HAZIRLADIĞIMIZ TASLAĞI PAYLAŞIYORUZ.  BU KONUDA DESTEK VERMEYE HAZIR KİŞİ VE  KURUMLARLA GÖRÜŞMEYE VE İŞBİRLİĞİNE HAZIRIZ.  ÜMRAN BORU ÇÖPLÜĞÜ BİRKAÇ PARÇAYA AYRILARAK; 1-) BOTANİK BAHÇESİ VEYA HOBİ BAHÇELERİ : AĞAÇLANDIRMA İLE BİRLİKTE, KARADENİZİN ÇOK ÖZEL BİTKİLERİNİN HARMANLANDIĞI BİR BÖLÜM.: Botanik bahçesinde %80 engelli çalışanlar olmalı. ( Düzce Üniversitesi Ziraat Fakültesi ile birlikte) 2-) YÜRÜYÜŞ VE SPOR ALANLARI : Bisiklet yolları, engelli sporlarının yapılabileceği bölümler, yürüyüş yolları, denize doğru gençler için tırmanma bölümleri, paten ve su kayağı bölümleri engelliler ve yaşlılar için asansör, su kayağı… VE PARKIN DENİZLE BULUŞTURULMASI. 3-) HAVYAN SEVGİSİ EĞİTİM PARKI : Nuh’un gemisi konseptine uygun olarak, bilinen en eski canlı türünden, günümüze ulaşan, ulaşamayan canlıların bilgi...

Ağustos Böceği ile Katamaran

MÖ 6. yüzyılda yaşamış, eski Yunan masalcısı Ezop’un   masal kahramanları hayvanlarmış... Bu masallardan Ağustos Böceği ile Karınca’nın masalını bilmeyen yoktur. Masal, eğlenmeyi çok seven Ağustos Böceği ’nin bütün bir yaz şarkı söyleyip, eğlenirken, tam tersini yapan Karınca ’nın bütün yaz çalışarak, kış için erzak deposunu doldurduğunu anlatır. Ve acımasız kış gelir, Ağustos böceği bütün yaz eğlenmekten ambarına yiyecek koymaya zaman bulamamıştır. Çaresiz aç kalınca komşusu Karınca’nın kapısını çalar. Karınca’nın cevabı kıştan daha acımasızdır; “Madem bütün yaz saz çaldın, oynadın, şimdide oyna öyleyse” der ve kapıyı Ağustos Böceğinin yüzüne kapatır... Bu masalı çocukluğumdan beri çok acımasız bulmuşumdur; Ağustos Böceği’nin bütün yaz sıcaktan, çalışmaktan yorulmuş karıncalara ve diğerlerine şarkılar söyleyerek, neşe katarak hayatlarını kolaylaştırdığını düşündüğüm için acımasız bulmuşumdur. Eğer arkadaş olmayı başarsalardı; Çalışmaktan başka amacı olmayan Karınca ile e...