Ana içeriğe atla

Nerede O güzel İnsanlar ?

Akçakoca'nın markası olma yolunda ilerlerken, Zümrüd-ü Anka Kuşu gibi küllerinden yeniden doğuşuna tanık olmanın sevincini yaşadığımız Tarihi Mahalle Pazarı'nda neler oluyor?

Turizm Şehri olarak marka olmuş şehirlerde; restoran, kafeterya gibi özellikle yiyecek satılan mekanlarda, masaların altında oturan, yediğiniz şeylerden kendisine de bir parça vermenizi bekleyen kedileri gördüğünüz zaman içiniz sıcacık olur. " Bir yerde sokak hayvanları sizden kaçmıyorsa, orada iyi insanlar yaşıyordur" sözünü hatırlar, karşılaştığınız insanları güzel şehrin iyi insanları olarak görürsünüz. 

Tarihi Mahalle evlerine bakarken, içinde yıllar önce yaşayan insanların kedilerle ilişkilerinin nasıl olduğunu hayal ettiğimde; Ananemin ön ve arka kapısı olan evi gelir aklıma. Bahçede oynayan kedilerin ara sıra eve dalışlarını, ortalığı kolaçan ederken yakalandıklarında, azarı duyar duymaz açık buldukları kapıdan telaşla kaçışlarını hatırlarım. Eski evlerde, kediler olmazsa olmazdı fareler için. Hele bahçeniz varsa, haşerelerle sizin yerinize onlar savaşırdı. Kimyasallarla çevreyi kirletmezdiniz. Bu yüzden midir yoksa eskiden insanlar daha mı vicdanlılardı bilmiyorum ama " kedileri çuvala koyup atalım" gibi insanlık dışı sözleri duymadım hiç. Çünkü hayvanlar o habitatın birer parçasıdırlar. Hiçbir mekan sadece İNSAN'a ait değildir. Bunun bilincinde ve olgunluğunda olduğunuz zaman hayat diğer canlılarla barış ve huzur içinde akar gider.

Dohaycan Derneği Yönetimi olarak; pazarda farkındalık oluşturmak için stant açtığımızda, Mahallede yaşayan ve pazara emek veren herkes hakkında o kadar pozitif hislerle doluyduk ki; İlk kez oradaki bir işletmenin kedileri bir yerlere atmak için çuvala koyduğu ihbarını aldığımızda şok olmuştuk ! Bu nasıl bir vicdansızlık ve görgüsüzlüktü! 
Oysa, herşeyin zıddını oluşturması gibi, iyiler varsa kötüler de olacaktı, mesele iyilerin sesinin kötülerden daha çok çıkmasıydı... 

Tarihi Mahalle dediğiniz şey; sadece binalardan mı ibarettir? Tarihi Mahalle, Habitat dediğimiz tüm canlıların yaşam alanlarını yok ederek var olabilir mi? Geçmişin izinde dolaşırken, yüzyıldır oranın bir parçası olmuş olan kedileri oradan çuvalla atarak, atılmasına göz yumarak, susarak, nasıl bir pazar yaratmayı düşünüyorsunuz? !!!
Ne zamandır kötülerin yaptıklarını görmezden geliyorsunuz?

Mahalle Pazarı'nda o kadar güzel ve vicdanlı kadınlar tanıdık ki; birkaç kendini bilmez vicdansızın yüzünden pazarın adının hayvan düşmanı; özellikle Hz. Muhammed tarafından da kutsanmış olan kedi düşmanı olarak anılmasını asla istemiyoruz. Ama kedileri bulundukları yerden alıp, başka yerlere atan, hatta bir tanesinin Esentepe civarında ezilmesine neden olan kişi veya kişiler bulunup afişe edilmeden, hepimiz onların katlinden sorumluyuz. Çünkü biz susarsak birkaç tane vicdansız, melun kazanacak! Onların aramızda ucube gibi barınmalarına izin verecek miyiz?!!!

Nerede o güzel İnsanlar ? sorusunun cevabı tabii ki hala oradalar ama neden susuyorsunuz? Susarak kötülerin sesinin daha çok çıkmasına, masum hayvanlara zarar vermesine neden oluyorsunuz...

Zavallı kedileri toplarken "kimse görmedi" diye düşünüyorsan bre GAFİL, VİCDANSIZ, inandığını söylediğin, heryerde gözü kulağı olan, Merhameti emreden ALLAH CC.'da mı görmedi? Kimi kandırıyorsun?


Elbet yaptığınız kötülükler ayağınıza dolanacak ama hayvan besleyen gönüllülere bir önerim olacak; Lütfen sizi hayvanlarla ilgili tehdit ettiklerinde elinizde delil olsun. Video çekin ki suç duyurusunda bulunabilelim.

Mahallenin Kedileri ve orada yaşayan köpekleri mahallenin tarihi değerinin bir parçasıdır. 

Belediyemizden o bölgenin mimarisine uygun estetik kedi evleri yaparak, bu konudaki farkındalığı arttırmasını ve hayvanların yaşam alanlarını pazarın bir unsuru olarak korumasını talep ediyoruz. 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÇINAR CADDESİ'NİN YENİ MEKANI "FINDIK CAFE" ADI GİBİ SEVİMLİ VE ŞIK

Çınar Caddesi'nde yeni açılan "Fındık Cafe" şirin mi şirin görüntüsüyle, s evecen, g üler yüzlü g enç sahipleriyle insanı adeta içine çekiyor. Bizler dilsiz canlılara merhamet etmeyen, nobran işletme sahiplerinin işlettiği mekanlara gitmek zorunda kaldığımızda kendimizi diken üstünde oturmuş gibi hissediyoruz. Çünkü dilsiz bir canlıya merhameti olmayan insanın gözünde siz sadece para getiren bir müşterisiniz. Fındık Cafe gibi sevgi dolu mekanlar da ise sıcak, samimi ve de o insancıl ha va ile içti ğimiz çay ballı, kahve hatırlı oluyor. Pozitif duygularla dolu, huzur buluyoruz bu mek anlarda. Akçakoca'da fırtınadan birçok yerin dağıldığı gece Fındık Cafe kendisine sığınan bir cana kucak açtı. Sahipleri tarafından terk edilmiş veya ilgilenilmeyen köpek doğurmak üzereydi. Fındık Cafe sayesinde yavruları hayatta kaldı. Yüreği güzel işletme sahiplerinin elinden çay içmek kadar güzel birşey yok. Kahvaltı yapmak isterseniz, telefon ile rezervasyon yaptırab...

ÜMRAN ÇÖPLÜĞÜ'NÜN DOĞAL PARKA DÖNÜŞÜMÜ İÇİN PROJE ORTAKLARI ARIYORUZ!

BELEDİYE ÇÖPLÜK ALANINI BİZE VERSİN, ÜNİVERSİTE VE  DERNEKLERLE  ORTAK   PROJE YAPALIM...  (AŞAĞIDA HAZIRLADIĞIMIZ TASLAĞI PAYLAŞIYORUZ.  BU KONUDA DESTEK VERMEYE HAZIR KİŞİ VE  KURUMLARLA GÖRÜŞMEYE VE İŞBİRLİĞİNE HAZIRIZ.  ÜMRAN BORU ÇÖPLÜĞÜ BİRKAÇ PARÇAYA AYRILARAK; 1-) BOTANİK BAHÇESİ VEYA HOBİ BAHÇELERİ : AĞAÇLANDIRMA İLE BİRLİKTE, KARADENİZİN ÇOK ÖZEL BİTKİLERİNİN HARMANLANDIĞI BİR BÖLÜM.: Botanik bahçesinde %80 engelli çalışanlar olmalı. ( Düzce Üniversitesi Ziraat Fakültesi ile birlikte) 2-) YÜRÜYÜŞ VE SPOR ALANLARI : Bisiklet yolları, engelli sporlarının yapılabileceği bölümler, yürüyüş yolları, denize doğru gençler için tırmanma bölümleri, paten ve su kayağı bölümleri engelliler ve yaşlılar için asansör, su kayağı… VE PARKIN DENİZLE BULUŞTURULMASI. 3-) HAVYAN SEVGİSİ EĞİTİM PARKI : Nuh’un gemisi konseptine uygun olarak, bilinen en eski canlı türünden, günümüze ulaşan, ulaşamayan canlıların bilgi...

Ağustos Böceği ile Katamaran

MÖ 6. yüzyılda yaşamış, eski Yunan masalcısı Ezop’un   masal kahramanları hayvanlarmış... Bu masallardan Ağustos Böceği ile Karınca’nın masalını bilmeyen yoktur. Masal, eğlenmeyi çok seven Ağustos Böceği ’nin bütün bir yaz şarkı söyleyip, eğlenirken, tam tersini yapan Karınca ’nın bütün yaz çalışarak, kış için erzak deposunu doldurduğunu anlatır. Ve acımasız kış gelir, Ağustos böceği bütün yaz eğlenmekten ambarına yiyecek koymaya zaman bulamamıştır. Çaresiz aç kalınca komşusu Karınca’nın kapısını çalar. Karınca’nın cevabı kıştan daha acımasızdır; “Madem bütün yaz saz çaldın, oynadın, şimdide oyna öyleyse” der ve kapıyı Ağustos Böceğinin yüzüne kapatır... Bu masalı çocukluğumdan beri çok acımasız bulmuşumdur; Ağustos Böceği’nin bütün yaz sıcaktan, çalışmaktan yorulmuş karıncalara ve diğerlerine şarkılar söyleyerek, neşe katarak hayatlarını kolaylaştırdığını düşündüğüm için acımasız bulmuşumdur. Eğer arkadaş olmayı başarsalardı; Çalışmaktan başka amacı olmayan Karınca ile e...