Ana içeriğe atla

TEŞEKKÜRLER CORONA

Bu sabah odamı aydınlatan gün ışığı ile uyanmak içimi tarifsiz bir sevinç ile  doldurdu. Pencereyi açtım, gün ışığını selamladım... Dışarıdan kuşların cıvıltıları  geliyordu. Hala seslerini duyabildiğim ve yok olmadıkları için şükrettim.
 10 yıl içinde etrafım yüksek binalarla cevrilirken, henüz kıyıma uğramamış ağaçlara, çalılara teşekkür ettim ve giderek azalırlarken onları korumaya gücüm yetmediği için özür diledim.
Böylesine güzel bir günde dışarı çıkıp sahilde yürüsem, Denizin kokusunu içime çeksem...
Ama ; sen geldin corona. Öyle bir geldin ki, bütün hayatımızı alt üst ettin. Sevdiklerimize dokunamaz, sokaklara çıkamaz olduk senin yüzünden. Olmazsa yaşayamayız sandığımız herşeyden; seyahat etmekten, uçaklara, trenlere, otobüslere, son model arabalarımıza binmekten korkuttun bizi. Oysa onlara sahip olmak için ne çok çalışmıştık. Onları üretmek için verimli toprakları işgal etmiş kocaman fabrikalara çevirmiştik.
SEN NE YAPTIN CORONA?
Bizi eve mahkum ettin. Sağlıklı bir hayat sürmek için ihtiyacımız olan tek şeyin ekmek, su ve oksijen olduğunu hatırlattın. Çok tuhafsın Corona.  Alışveriş yaptığımız poşetleri zehirli madde gibi imha ederken, içindeki yiyecekleri yememize ve bundan dolayı zehirlenmemize hala akıl erdirebilmiş degilim. Sen ne söylemeye çalışıyorsun Corona?
Biz insanlar öyle abarttığımız gibi akıllı, güçlü değiliz ki Corona...
Sen bizden arabalarımızı, başka canlıları yok etme pahasına işgal ettiğimiz sokakları, bir türlü vazgeçemediğimiz naylon poşetleri aldın ama yememize izin veriyorsun. Ne demeye çalışıyorsun Corona?
Bir insana dokunduğunda onu nefessiz ve oksijensiz bırakıyormuşsun, çok insafsızca değil mi Corona?   Pardon, başka türlü anlatsaydın  anlamaz mıydık?  Hava kirliliği yüksek olan yerlerde oksijen artmaya mı başladı?  Hani yaşamak için ihtiyacımız olan o hava yani... Hani bedava olduğu için kirletirken farkına varmadığımız ama senin yüzünden ölmemek için muhtaç olduğumuz oksijenden mi bahsediyorsun Corona?
Ben seni anladım corona. ' İnsan soyuna bu senin son şansın toprağa dön, topraktan üret ve doğaya saygılı ol. İhtiyacın olan herşey doğada var. Arabalara, büyük beton binalara, silahlara ihtiyacın yok. Toprağa dön ve aç gözlülükten vazgeç " diyorsun.
Ey insansoyu, duyuyor musunuz bu sesi ? Bedenlerimize ve sevdiklerimize dokunmaması için dualar ettiğimiz, her türlü önlemi almaya çalıştığımız Corona'dan korunmak için herşeyi yapalım ama onun sesine de kulak verelim. Çünkü o bize birşeyler söylemeye çalışıyor. Bugün duymazsak, dinlemezsek gelecek kuşaklara, insan soyuna yaşanacak bir Dünya bırakmamış olacağız.
Bu nedenle; bizi uyardığı ve bir mola verdirerek aklımızı başımıza toplamamız gerektiğini hatırlattığı için CORONAYA teşekkür ediyorum ve herkesin bu konuda düşünmesini öneriyorum.
Dün koşuşturmaktan düşünmeye vaktimiz yoktu belki. Şimdi hayatta kalmak için evde durmak ve yavaşlayarak bol bol düşünmek zamanı.  Hayatta kalırsak, nasıl bir Dünya'da yaşamak istiyoruz?  Hep tüketerek, tüketmek için üreterek mi devam edeceğiz,  yoksa yaşamak için ihtiyacımız olanı üreterek mi devam edeceğiz? 
Umarım insansoyu bu süreci iyi anlar. Sağlıcakla kalın, evde kalın.



Yorumlar

  1. Peki insanoğlunun yaptıkları yanında corona ne halt etmiş olabilir ki?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÇINAR CADDESİ'NİN YENİ MEKANI "FINDIK CAFE" ADI GİBİ SEVİMLİ VE ŞIK

Çınar Caddesi'nde yeni açılan "Fındık Cafe" şirin mi şirin görüntüsüyle, s evecen, g üler yüzlü g enç sahipleriyle insanı adeta içine çekiyor. Bizler dilsiz canlılara merhamet etmeyen, nobran işletme sahiplerinin işlettiği mekanlara gitmek zorunda kaldığımızda kendimizi diken üstünde oturmuş gibi hissediyoruz. Çünkü dilsiz bir canlıya merhameti olmayan insanın gözünde siz sadece para getiren bir müşterisiniz. Fındık Cafe gibi sevgi dolu mekanlar da ise sıcak, samimi ve de o insancıl ha va ile içti ğimiz çay ballı, kahve hatırlı oluyor. Pozitif duygularla dolu, huzur buluyoruz bu mek anlarda. Akçakoca'da fırtınadan birçok yerin dağıldığı gece Fındık Cafe kendisine sığınan bir cana kucak açtı. Sahipleri tarafından terk edilmiş veya ilgilenilmeyen köpek doğurmak üzereydi. Fındık Cafe sayesinde yavruları hayatta kaldı. Yüreği güzel işletme sahiplerinin elinden çay içmek kadar güzel birşey yok. Kahvaltı yapmak isterseniz, telefon ile rezervasyon yaptırab...

ÜMRAN ÇÖPLÜĞÜ'NÜN DOĞAL PARKA DÖNÜŞÜMÜ İÇİN PROJE ORTAKLARI ARIYORUZ!

BELEDİYE ÇÖPLÜK ALANINI BİZE VERSİN, ÜNİVERSİTE VE  DERNEKLERLE  ORTAK   PROJE YAPALIM...  (AŞAĞIDA HAZIRLADIĞIMIZ TASLAĞI PAYLAŞIYORUZ.  BU KONUDA DESTEK VERMEYE HAZIR KİŞİ VE  KURUMLARLA GÖRÜŞMEYE VE İŞBİRLİĞİNE HAZIRIZ.  ÜMRAN BORU ÇÖPLÜĞÜ BİRKAÇ PARÇAYA AYRILARAK; 1-) BOTANİK BAHÇESİ VEYA HOBİ BAHÇELERİ : AĞAÇLANDIRMA İLE BİRLİKTE, KARADENİZİN ÇOK ÖZEL BİTKİLERİNİN HARMANLANDIĞI BİR BÖLÜM.: Botanik bahçesinde %80 engelli çalışanlar olmalı. ( Düzce Üniversitesi Ziraat Fakültesi ile birlikte) 2-) YÜRÜYÜŞ VE SPOR ALANLARI : Bisiklet yolları, engelli sporlarının yapılabileceği bölümler, yürüyüş yolları, denize doğru gençler için tırmanma bölümleri, paten ve su kayağı bölümleri engelliler ve yaşlılar için asansör, su kayağı… VE PARKIN DENİZLE BULUŞTURULMASI. 3-) HAVYAN SEVGİSİ EĞİTİM PARKI : Nuh’un gemisi konseptine uygun olarak, bilinen en eski canlı türünden, günümüze ulaşan, ulaşamayan canlıların bilgi...

Ağustos Böceği ile Katamaran

MÖ 6. yüzyılda yaşamış, eski Yunan masalcısı Ezop’un   masal kahramanları hayvanlarmış... Bu masallardan Ağustos Böceği ile Karınca’nın masalını bilmeyen yoktur. Masal, eğlenmeyi çok seven Ağustos Böceği ’nin bütün bir yaz şarkı söyleyip, eğlenirken, tam tersini yapan Karınca ’nın bütün yaz çalışarak, kış için erzak deposunu doldurduğunu anlatır. Ve acımasız kış gelir, Ağustos böceği bütün yaz eğlenmekten ambarına yiyecek koymaya zaman bulamamıştır. Çaresiz aç kalınca komşusu Karınca’nın kapısını çalar. Karınca’nın cevabı kıştan daha acımasızdır; “Madem bütün yaz saz çaldın, oynadın, şimdide oyna öyleyse” der ve kapıyı Ağustos Böceğinin yüzüne kapatır... Bu masalı çocukluğumdan beri çok acımasız bulmuşumdur; Ağustos Böceği’nin bütün yaz sıcaktan, çalışmaktan yorulmuş karıncalara ve diğerlerine şarkılar söyleyerek, neşe katarak hayatlarını kolaylaştırdığını düşündüğüm için acımasız bulmuşumdur. Eğer arkadaş olmayı başarsalardı; Çalışmaktan başka amacı olmayan Karınca ile e...