Ana içeriğe atla

Belediyeler Halkın Refahına Yatırım Yapmak Zorundadır

Akçakoca Halkı Belediye Başkanı olarak seçtikleri kişilerden Akçakoca'ya bir değer katmasını bekliyor. 
Bir şehre nasıl değer katılacağı ve halkın katılan bu değerden nasıl faydalanacağı konusu çok iyi örnekler ve projeler olmayınca anlaşılmaz. O zaman da halk, sokağına asfalt dökenin en azından kendi bölgesine hizmet getirdiğini düşünerek verilene içi kaldırmasa da razı olur.
Kalıcı kültürel alt yapı yatırımları yapılmayınca; senede bir defa "festival" adı altında, bir iki sanatçıya geri dönüşümü olmayan paralar ödeyerek yapılan eğlencenin, "kültürel faaliyet" diye yutturulmasına razı olur. 
Ayrıca yapılan işler,  projeler ayrıntılı olarak tartışılmadan " kervan yolda düzelir" mantığı ile müteahhide ihale edilince; 15 Temmuz Parkı gibi Akçakoca'ya değer katacak projeye iki misli paralar ödenir; Çünkü bölgenin alt yapısını bilmeyen müteahhit yağmurda bölgeyi su basınca, başa çıkamayıp, zamanında işi bitirmeden kaçar. 
Hele Merkez Camii etrafına yapılan; 4 milyar ihale ile başlayıp, 7 milyara bitirildiği söylenen betonluğun, Türkiye'nin en nadide Camiilerinden olan Akçakoca Merkez Cami'nin ruhunu öldürmekten başka işe yaramadığını, nasıl ifade edeceğimi bilemiyorum.
Kaymakamlık bahçesine daha önce yapılmış olan kameriyeler, dikilen güller sökülüp beton dökmek yerine, aynı yöntemle merkez Camiisinin etrafına kadar uzatmış olsalardı; bugün çok daha az maliyetle Camimize ruhani bir güzellik katmış olacaklardı.Tabii o zaman beton lobisi kazanmayacak, belediye bu kadar borçlanmayacaktı. 
İşin bana en çok tuhaf gelen tarafı da, Akçakoca'nın Merkezinde insanların ihtiyaçlarına cevap veren tuvaletlerin aynı ilkellikte kalmasıydı; O kadar para harca, tuvaletlere sıra gelmesin. Ya da proje yapılırken " Bu milletin betondan çok tuvaletlere ihtiyacı var" diye düşünme. Sonra bu halk da sizi dikey bahçe yaptı diye alkışlasın öyle mi? 

Halkın refahına yatırım yapmak nedir? 
1- Giderek yaşlanan emeklilerden oluşan nüfusun (kadın-erkek) oturabileceği, üretebileceği, 1 TL. ye çay içebileceği mekanlar yapmak.
2- Evlerinden çıkamayan, bakıma muhtaç yaşlılar için seçenekli gündüz ve gece bakımevleri açmak; Nasıl ki insanlar hayatlarına devam edebilmek, çalışabilmek için çocuklarını kreşlere yolluyorlar aynı hizmet yaşlılar için de olmalı ve ücretsiz hizmet verilmelidir. 
3- Üniversite açılıyor ama gençler başta olmak üzere tüm halkın yararlanabileceği kültür merkezinin olmaması büyük bir açıktır.
4- Sokaklarda yaşayan, sokağa terk edilen hayvanlar için şikayet edenleri de, sevenleri de rahatlatacak çözüm üretmek ve onlar için bakımevi yapmak zorundadır. Özellikle bu konu; var olan barınağın mezbeleden farksız olması ve hayvanların mağdur edilmesi nedeniyle vicdanlarımızı kanatmaktadır. Bu yüzden zevksiz ışıklandırmalara harcanan paranın bu dilsiz canlara harcanması durumunda alacağımız yolu düşündükçe üzüntümüz bin kat artmaktadır.  Hem "bir bu sorunu çözemedik" diyecekseniz, hem hayvanseverlerin asıl karşı çıkış nedenini gizleyerek," sokaklardaki hayvanları almamıza hayvanseverler engel oluyor" diye yakınıp bütün suçu üstümüze atacaksınız, paramız yok diyeceksiniz, parayı betona gömüp, halktan taktir bekleyeceksiniz.

Yazacak çok şey var; henüz gerçekleri konuşmaya başlayamadık. 

Şu vakte kadar adaylar veya partiler arasında tercih yapmadığımızı, amacımızın "bağcı dövmek değil, üzüm yemek olduğunu" hatırlatalım. 
Yeter ki; yapılan hizmetler Akçakoca'ya değer katsın ve hesap kitap yaparken savurganlık yapılmasın. Kendi dükkanınızı işletirken yaptıgınız hesabın bin mislini halkın parasını harcarken yapmalısınız. 










Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÇINAR CADDESİ'NİN YENİ MEKANI "FINDIK CAFE" ADI GİBİ SEVİMLİ VE ŞIK

Çınar Caddesi'nde yeni açılan "Fındık Cafe" şirin mi şirin görüntüsüyle, s evecen, g üler yüzlü g enç sahipleriyle insanı adeta içine çekiyor. Bizler dilsiz canlılara merhamet etmeyen, nobran işletme sahiplerinin işlettiği mekanlara gitmek zorunda kaldığımızda kendimizi diken üstünde oturmuş gibi hissediyoruz. Çünkü dilsiz bir canlıya merhameti olmayan insanın gözünde siz sadece para getiren bir müşterisiniz. Fındık Cafe gibi sevgi dolu mekanlar da ise sıcak, samimi ve de o insancıl ha va ile içti ğimiz çay ballı, kahve hatırlı oluyor. Pozitif duygularla dolu, huzur buluyoruz bu mek anlarda. Akçakoca'da fırtınadan birçok yerin dağıldığı gece Fındık Cafe kendisine sığınan bir cana kucak açtı. Sahipleri tarafından terk edilmiş veya ilgilenilmeyen köpek doğurmak üzereydi. Fındık Cafe sayesinde yavruları hayatta kaldı. Yüreği güzel işletme sahiplerinin elinden çay içmek kadar güzel birşey yok. Kahvaltı yapmak isterseniz, telefon ile rezervasyon yaptırab...

ÜMRAN ÇÖPLÜĞÜ'NÜN DOĞAL PARKA DÖNÜŞÜMÜ İÇİN PROJE ORTAKLARI ARIYORUZ!

BELEDİYE ÇÖPLÜK ALANINI BİZE VERSİN, ÜNİVERSİTE VE  DERNEKLERLE  ORTAK   PROJE YAPALIM...  (AŞAĞIDA HAZIRLADIĞIMIZ TASLAĞI PAYLAŞIYORUZ.  BU KONUDA DESTEK VERMEYE HAZIR KİŞİ VE  KURUMLARLA GÖRÜŞMEYE VE İŞBİRLİĞİNE HAZIRIZ.  ÜMRAN BORU ÇÖPLÜĞÜ BİRKAÇ PARÇAYA AYRILARAK; 1-) BOTANİK BAHÇESİ VEYA HOBİ BAHÇELERİ : AĞAÇLANDIRMA İLE BİRLİKTE, KARADENİZİN ÇOK ÖZEL BİTKİLERİNİN HARMANLANDIĞI BİR BÖLÜM.: Botanik bahçesinde %80 engelli çalışanlar olmalı. ( Düzce Üniversitesi Ziraat Fakültesi ile birlikte) 2-) YÜRÜYÜŞ VE SPOR ALANLARI : Bisiklet yolları, engelli sporlarının yapılabileceği bölümler, yürüyüş yolları, denize doğru gençler için tırmanma bölümleri, paten ve su kayağı bölümleri engelliler ve yaşlılar için asansör, su kayağı… VE PARKIN DENİZLE BULUŞTURULMASI. 3-) HAVYAN SEVGİSİ EĞİTİM PARKI : Nuh’un gemisi konseptine uygun olarak, bilinen en eski canlı türünden, günümüze ulaşan, ulaşamayan canlıların bilgi...

Ağustos Böceği ile Katamaran

MÖ 6. yüzyılda yaşamış, eski Yunan masalcısı Ezop’un   masal kahramanları hayvanlarmış... Bu masallardan Ağustos Böceği ile Karınca’nın masalını bilmeyen yoktur. Masal, eğlenmeyi çok seven Ağustos Böceği ’nin bütün bir yaz şarkı söyleyip, eğlenirken, tam tersini yapan Karınca ’nın bütün yaz çalışarak, kış için erzak deposunu doldurduğunu anlatır. Ve acımasız kış gelir, Ağustos böceği bütün yaz eğlenmekten ambarına yiyecek koymaya zaman bulamamıştır. Çaresiz aç kalınca komşusu Karınca’nın kapısını çalar. Karınca’nın cevabı kıştan daha acımasızdır; “Madem bütün yaz saz çaldın, oynadın, şimdide oyna öyleyse” der ve kapıyı Ağustos Böceğinin yüzüne kapatır... Bu masalı çocukluğumdan beri çok acımasız bulmuşumdur; Ağustos Böceği’nin bütün yaz sıcaktan, çalışmaktan yorulmuş karıncalara ve diğerlerine şarkılar söyleyerek, neşe katarak hayatlarını kolaylaştırdığını düşündüğüm için acımasız bulmuşumdur. Eğer arkadaş olmayı başarsalardı; Çalışmaktan başka amacı olmayan Karınca ile e...